|             Konsey bana yetkiyi verdiği zaman Yapılması gerekeni yapacağım.             | Open Subtitles |              متى سيعطيني هذا المجلس السلطة لأفعل ما يجب فعله ؟             | 
|             O zaman Yapılması gerekeni yapmazsan Gardiyan kazanacak ve Yaşayanlar Dünyası, Ölüler Diyarı tarafından yutulacak.             | Open Subtitles |              ولو لم تفعل وقتها ما يجب فعله الحارس سوف يفوز وعالم الأحياء سيتم إلتهامه من قبل عالم الأموات             | 
|             O zaman Yapılması gerekeni yaparız.             | Open Subtitles |              إذا تمكنا الإستمرار في عمل ما يجب القيام به             | 
|             Ama şu anda Yapılması gerekeni yapmamız gerekiyor.             | Open Subtitles |              لكن علينا الآن أن نفعل ما يجب القيام به.             | 
|             Yapılması gerekeni yapmak için fazla zayıfsın ve bunu bir tek ben bilmiyorum.             | Open Subtitles |              فأنتَ ضعيفٌ للغاية لتقوم بما يجب فعله الآن و أنا لستُ الوحيد الذي يعرف ذلك الآن             | 
|             Bu benim şirketim ve bana pek zaman bırakmadığından Yapılması gerekeni yapıyorum.             | Open Subtitles |              حسنـًا، إنها شركتي، وعلى الرغم من ذلك لا يُترك لي الكثير من الوقت الشخصي، أنا أفعل ما يجب القيام به وأنا..             | 
|             Senin dertlerinin Yapılması gerekeni engellemesine müsaade edemezdim.             | Open Subtitles |              لم أستطع السماح لمشاكلك بالتدخل فيما يجب أن يتم             | 
|             Birbirinize katlanamadığınızı biliyorum ama Shane Yapılması gerekeni yaptı.             | Open Subtitles |              أدري أنكما الاثنين لا تحتملا بعضكما الآخر ولكنه فعل ما يجب فعله             | 
|             Birbirinize katlanamadığınızı biliyorum ama Shane Yapılması gerekeni yaptı.             | Open Subtitles |              أدري أنكما الاثنين لا تحتملا بعضكما الآخر ولكنه فعل ما يجب فعله             | 
|             Ama biraz da şans ile Yapılması gerekeni yapmak için gereken gücü bulacaksın.             | Open Subtitles |              ولكن مع الحظ، ستجد القوة لفعل ما يجب فعله             | 
|             Eğer hisselerini bana satarsan, kontrolü elime alıp, Yapılması gerekeni yapacağım.             | Open Subtitles |              إذا كنت تبيع لي الأسهم الخاصة بك، أتمكن من السيطرة، وتفعل ما يجب القيام به.             | 
|             Ve aynen bir yılan gibi, ben de Yapılması gerekeni yapıyorum.             | Open Subtitles |              ومثل الأفعى، أنا فقط تفعل ما يجب القيام به.             | 
|             Beni, erkek arkadaşınla evlenmene izin vermeyen acımasız anne olarak gördüğünü biliyorum ama bir gün Yapılması gerekeni yaptığımı anlayacaksın.             | Open Subtitles |              لم تسمح لك بالزواج من صديقك لكن يوما ما ستدركين أنني قمت بما يجب فعله             | 
|             Yapılması gerekeni yapıyorum.             | Open Subtitles |              وأنا أفعل ما يجب القيام به             | 
|             "Seçkin arkadaşlarım"dan bazılarını çağırırım sonra ikimiz, Yapılması gerekeni görmeleri için onlara yardım ederiz.             | Open Subtitles |              ادعُ نخبة أصدقائي، ثم سأبيّن وإيّاك لهم ما يجب أن يتم.             | 
|             Yapılması gerekeni biliyorsun.             | Open Subtitles |              إنك تعرفين ما يتحتم فعله.             | 
|             Ne bulundukları yeri, ne peşinde oldukları şeyi ne de kurtarmak için Yapılması gerekeni bilmiyorum.             | Open Subtitles |              لستُ أدري، كما لا أعلم مكانهم ولا حالتهم ولا ما يتعيّن فعله تحديدًا حيال ذلك.             | 
|             Ben de Yapılması gerekeni yaptım.             | Open Subtitles |              لذا فعلتُ ما كان عليّ القيام به.             | 
|             Her şeye rağmen, Yapılması gerekeni yapacağına da şüphem yok.             | Open Subtitles |              بدلا من ذلك، ستفعلي كل مايجب فعله.             | 
|             Ben Yapılması gerekeni yaptım.             | Open Subtitles |              فعلت ما توجب عليّ فعله             | 
|             Kasabanın güvenliği için Yapılması gerekeni yaptım, Laurel.             | Open Subtitles |              فعلت ما كان ضرورياً لمصلحة البلدة لورل             | 
|             Yani Yapılması gerekeni yapmak için bana yardım etmesi gereken kişi sensin.             | Open Subtitles |              مثلي. ممّا يعني أنّك الشخص الذي بمقدوره مُساعدتي على القيام بما يجب القيام به.             |