| Sanal alemde birisine hakaret ediliyorsa bir şeyler yapın. | TED | افعل شيئًا إذا رأيت شخصًا تُساء معاملته عبر الإنترنت. |
| Ve çalışanlarına şu söyleniyor, ''Müşteriyle ilgilenirken doğru olduğunu düşündüğünüz şeyi yapın.'' | TED | هم يخبرون موظفيهم: "افعل ما تعتقد أنه صحيح عند تقديم الخدمة للعميل." |
| Ne isterseniz yapın. Ama ne yaparsanız yapın bu odayı terketmeyin. | Open Subtitles | افعلوا كل ماتريدون فعله ولكن مهما فعلتم لا تتركوا هذه الغرفة |
| Çünkü evrenin genişleyecek 85 milyon yılı daha var. Hesabını siz yapın. | Open Subtitles | لأن العالم استمر لمدة 85 مليون عام في التوسع، أقصد قوموا بالحساب |
| - Pekala memur bey, görevinizi yapın. Oraya git ve yakala onu. | Open Subtitles | حسناً , أيها الضابط , إفعل واجبك إذهب إلى هناك وإقبض علية |
| - Babanız bu rotayı onaylamıştı. - O halde babam yanılmış. Dediğimi yapın. | Open Subtitles | ابك وافق على مد هذا الخط هنا ثم كان ابي مخطىء، قم بذلك |
| Hadi ama, ne istiyorsanız onu yapın. Her şeyi beraber yapmak zorunda mıyız? | Open Subtitles | إفعلوا ما تشاؤون هل يجدر بنا أن نفعل كل شيء مع بعض ؟ |
| Diğer beş eşleştirme için de aynısını yapın. | TED | الآن افعل نفس الأمر مع بقية المتسابقين الخمسة. |
| Tuhaf bir espri anlayışınız var. Başka zaman yapın. | Open Subtitles | أنت تتمتع بحسّ الفكاهة ربما، افعل في مكان آخر. |
| Efsanenin dediğini yapın karanlık güçler yükseldiğinde çalılıktan uzak durun. | Open Subtitles | افعل كما تقول الأسطورة و تجنب المستنقع عندما تكون قوى الظلام عالية |
| Başkan çok dikkatli o yüzden özenle ve hızlı yapın! | Open Subtitles | الرئيسة صعبة الإرضاء، لذا أرجوكم افعلوا ذلك بسرعة وبحذر حسنًا |
| Tamam, şimdi bunu sürücülük yeteneğiniz için de yapın. | TED | حسناً، الآن افعلوا الأمر نفسه بالنسبة للقدرة على قيادة السيارة. |
| Ve benim hepinize tavsiyem: herkesin neler yaptığına bakın, her ne yapıyorlarsa; gidip tamamen farklı birşey yapın. | TED | و هذه نصيحتي إليكم جميعاً انظروا إلى ما يفعله الجميع و افعلوا شيئا مختلفاً تماماً |
| İşinizi yapın da hangi yavşağın yaptığını bulun, tamam mı? | Open Subtitles | أنظروا, فقط قوموا بوظيفتكم وجدوا الأحمق الذي قام بذلك حسناً؟ |
| Tekrar etme egzersizi, yaptığımı yapın, söylediğimi söyleyin ve yanınızdakini yumruklamamaya özen gösterin, olur mu? | TED | سأطلب منكم شيئاً وستقومون بالتنفيذ، فقط قوموا بما أقوم به وقولوا ما أقوله، ولكن احذروا أن تضربوا من يجاوركم، حسناً؟ |
| - Pekala memur bey, görevinizi yapın. Oraya git ve yakala onu. | Open Subtitles | حسناً , أيها الضابط , إفعل واجبك إذهب إلى هناك وإقبض علية |
| Siz sadece acı çekmemesi için elinizden geleni yapın. | Open Subtitles | إفعل كل ما يمكنك أن تفعله لتتأكد بإنها لا تتآذي |
| HE boyama testi yapın ve sonuçlar çıkınca beni arayın. | Open Subtitles | قم بإجرء تلطيخ الهيماتوكسيلين و اليوزين واتصل بي واخبرني بالنتائج |
| Lütfen adamın söylediklerini yapın yoksa, hepimizi öldürecek. Çok iyi. | Open Subtitles | رجاءً إفعلوا بالضبط ما يقوله هذا الرجل، أو سيقتلنا جميعاً |
| Bir sonraki adımda olacağınız kişi için bir şey yapın, bir yatırım yapın. | TED | افعلي شيئاً يعد استثماراً في من قد تودين أن تصبحي في المرحلة التالية. |
| Yapmanız gerekeni yapın ama bunun için Tanrı sizleri cehennemle lanetlesin. | Open Subtitles | أفعلوا ما تشائون لكن فليلعنكم الرب إلى جحيم جزاء على ذلك |
| Bu Aramak zarar birini almak için ne gerekiyorsa yapın, özellikle o bir heykeltıraş ise. | Open Subtitles | إفعلي سواء ما كان لتجعلي شخصاً جرحتيه يتصل بالأخصإذاكاننحّات. |
| Pekâlâ. Küçük hayvanlar sizde kalsın Onlarla istediğinizi yapın. | Open Subtitles | حسن، احتفظا بالحيوانات الصغيرة افعلا بها ما تريدان |
| Hesabı yapın işte. O kadar para kazanmıyoruz. | Open Subtitles | قومي بالحساب فنحن لا نربح هذا القدر من المال |
| Wal-Mart gibi yapın, kendisi için tedarikçileri için ve tüketicileri için yeşile dönün. | TED | افعلها كما فعل وول مارت ، ابذل جهدك لعملاؤك ، ولموردينك ولمؤسستك نفسها. |
| Testlere devam edin. Acele etmeden, adam akıllı yapın. | Open Subtitles | استمروا في الفحص خذوا وقتكم، و افعلوها جيداً |
| Ne yapmanız gerekiyorsa yapın ama lütfen hapishanede kalmama yardım edin. | Open Subtitles | أفعلي مابوسعكِ فعله لكنمنفضلك.. ساعديني في البقاء في السجن |
| Uçuş görevlileri, lütfen yolcuları karşılamak için elinizden geleni yapın. | Open Subtitles | مضيفات الطيران إذا كان بإمكانكم أن تفعلوا ما تقدروا عليه، |