| Moğol yapısına bakmanız için 5 dakikanız var tamam mı? | Open Subtitles | لذا لديكم 5 دقائق للنظر في بنية المغول مفهوم ؟ |
| onu dışarı çıkarıp yapısına bakacağız. Bu en azından şimdilik içinizde tesbit ettiğimiz | TED | ومن ثم غصنا في داخله و حاولنا النظر الى بنيته وهذا يعد اكبر بنية جزئية في داخل جسم الانسان |
| Fakat olanlar aslında temel hikâye yapısına benziyor. | TED | لكن ماذا حدث إنها ببساطة كانت مثل البنية الأساسية للقصة إلى حداً ما |
| Evrenin temel yapısına işlenmiş bir sınırlama olup, bir nesnenin sahip olabileceği özelliklere ilişkin bir sınırdır. | TED | بل هو حد على الخصائص التي قد يمتلكها الجسم، والموجود في البنية الأساسية للكون نفسه. |
| Bunu yapmak için fikirlerin ağ yapısına geri dönmemiz lazım. | TED | حسنا، يمكننا أن نعود إلى هيكل شبكة الأفكار للقيام بذلك. |
| Şey bu molekülün yapısına ve içinde ne kadar atom bulunduğuna bağlıdır. | Open Subtitles | من الواضح ان ذلك يعتمد على التركيب وعدد الذرّات في الجزيئ |
| Ama daha önceleri, evren bu son kalıntıyı oluşturma aşamasındayken, kütleçekim dalgaları, gördüğümüz ışığın yapısına küçük girdaplar koydu. | TED | لكن قبل هذا، حين كان الكون يُحدِث آخر شفق، كانت موجات الجاذبية تضع تلك اللمسات الصغيرة على تركيبة الضوء الذي نراه. |
| Tamamen yanmış ama kemik yapısına bakarak erkek olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | محترقة حتى التفحم , لكن من الحكم من الهيكل العظمى أتضح أنها لذكر |
| Birçok yaygın soğuk algınlığına, lipit membran yerine kapsid adı verilen geometrik bir protein yapısına sahip rinovirüsler neden olur. | TED | تحدث العديد من نزلات البرد الشائعة بسبب فيروسات الأنف التي لها بنية بروتينية هندسية تسمى بالقُفيصَة بدلاً من غشاء دهني. |
| Aslında, yeteri kadar şaşırtıcı, yeteri kadar inanılmaz olan anatomi uzmanları çok yakın zamana kadar akciğerin yapısına ilişkin çok cılız fikirleri vardı. | TED | حسنا، من المذهل، والمثير للدهشة، أنّ علماء التشريح كانوا يعلمون القليل عن بنية الرئة حتى وقت قريب جدا. |
| Goa'uld'un güç yapısına karşı bir Jaffa ordusunun saldırısı... | Open Subtitles | جيش من الجافا يتحدى بنية القوة لدى الجواؤلد |
| İnsan beyni gibi, sinirsel ağ yapısına dayanır. | Open Subtitles | على أساس بنية صافية عصبية مثل الدماغ البشري. |
| Ve bu şu anlama gelir: kuantum dünyasının kuralları, bütün kainatın geniş ölçekli yapısına katkıda bulunmuş olmalıdır. | Open Subtitles | وهذا يعني ان قواعد العالمِ الكَمّيِ يجبُ أَن تكون قد ساهمت على نطاق واسع في بنية الكون بأكمله. |
| internetin ademi merkeziyetçi, tümevarım yapısına kolayca aşık olursunuz. | TED | من السهل أن تقع في حب البنية اللامركزية و العكسية للانترنت |
| Atomlarla kıyaslandığında, karmaşık yapımızın tabaka tabaka yapısına sahip olmak için açık biçimde büyük olmalıyız. | TED | ومن الواضح أنه ينبغي أن يكون الإنسان كبيرًا، مقارنة بالذرات لكي يكون لديه طبقات من البنية المعقدة |
| Dünyaya dair deneyimlerimiz içinde bulunduğumuz ağın gerçek yapısına ve o ağda yayılan ve akan her türlü şeye bağlıdır. | TED | تجربنا للعالم تعتمد على البنية الحقيقية للشبكات التي نقع ضمنها وعلى نوع الأشياء التي تتموج وتنساب عبر الشبكة. |
| karşıt hikâyeler de aynı anlatı yapısına sahipti. | TED | القصص المعكوسة مع هيكل سردي للقصة مماثل. |
| Uçağın yapısına herhangi bir zarar vermemek için, gerilebilir en iyi yeri hesaplamam gerekti. | Open Subtitles | في هيكل الطائرة، اضطررت إلى حساب المكان.. بالقوّة القابلة للشدّ، حتى لا أدمّر الهيكل.. |
| Doğa, balkabağını toz hâlindeki bir küflendirmeyle yok ediyor ki bu yöntem değiştirilip insanın hücre yapısına saldırması için tasarlanabilir. | Open Subtitles | الطبعية تُهاجم وتبيد اليقطينة بمرض العفن الفطري، الذي يُمكن أن يُغيّر ويصمم لمهاجمة التركيب الخلوي البشري |
| Yeni komuta yapısına Amerika Başkanı olarak siz liderlik edeceksiniz. | Open Subtitles | أنت سَتَقُودُ تركيبة القيادةِ الجديدِ كرئيس الولايات المتحدة الأمريكية |
| Bilgisayar her mahkum için genetik yapısına uygun bir hüner ya da meslek buluyor. | Open Subtitles | لكلّ سجين يختار الكمبيوتر مهارة أو صنعة تتلاءم أكثر مع ميله الجينى |