| Bir katil burada, karşıda yaşıyor ve bizim Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أن هناك مجرماً ، يعيش هنا في شارعنا و لا يمكننا فعل شيء حياله | 
| Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Savaşacak durumda değiliz, efendim. | Open Subtitles | لا يوجد شيء نستطيع فعله لسنا بوضع الإستعداد للقتال | 
| Kanunları çiğnemediği sürece, Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | حتى يخالف القانون... لا يوجد شيء يمكننا القيام به على الاطلاق | 
| Tamam, peki, sanırım kırılmış, o zaman bunun için Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أعتقد أنه مكسور و لا يوجد شيء يمكننا فعله حيال الأمر | 
| Michelle, ne yazık ki, şu an onlar için Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لسوء الحظ لا يوجد ما يمكننا فعله لهم | 
| Onu alıkoymak dışında Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | إسمع , ليس هناك ما يمكننا فعله, إلا أن نختطفه. | 
| - Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ـ ليس هناك شيء يمكننا القيام به. | 
| Lanet olası kararlarını vermeden, Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | و حتى يتوصلوا لقرار لا يوجد ما بيدنا لنفعله | 
| Onu yenmek için Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | حسناً، لا يمكننا فعل شيء لمجابهة هذا | 
| Ve Rincewind'in büyüsü olmadan, bu konuda Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | وبدون تعويذة (رينسويند) لا يمكننا فعل شيء بشأنه | 
| Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ليي) , إنها القائدة) ما الذى تريد فعله ؟ لا يوجد شيء نستطيع فعله | 
| Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء نستطيع فعله | 
| Şu an başka Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكننا القيام به الآن | 
| Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكننا القيام به. | 
| Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكننا فعله. | 
| Dinle, Raymond. Yapabileceğimiz hiçbir şey yok, tamam mı? | Open Subtitles | ريموند، لا يوجد ما يمكننا فعله اتفقنا؟ | 
| Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Beslemeye birkaç saat var. Yani... | Open Subtitles | ليس هناك ما يمكننا فعله الإطعام بعد ساعات قليلة، أقصد... | 
| Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك شيء يمكننا القيام به. | 
| Lanet olası kararlarını vermeden, Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | و حتى يتوصلوا لقرار لا يوجد ما بيدنا لنفعله | 
| Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Üzgünüm. | Open Subtitles | ليس بيدنا ما نفعله, أنا آسفة | 
| Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك شيء بإمكاننا فعله | 
| Korkarım ki bu sefer Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أخشى أننا لا نستطيع فعل شيء هذهِ المرة. | 
| Eğer güneye gidiyorsa, bu konuda Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ان ذهب جنوباً لا شيء نستطيع فعله معه | 
| Artık onun için Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء يمكننا عمله من أجلها الان |