| Aşağıda tanıştığımız o yaşlı, tatlı şey... takma dişlerini kocasının birasına düşürmekten... daha kötü bir şey yapabilecek durumda değil. | Open Subtitles | ذلك الشئ الجميل الحلو الذى قابلناة بالأسفل أنه غير قادر على أى شئ أسوأ إنخِفاض أطقم أسنانها إلى بيرةِ زوجِها. |
| Sadece kendine baksaydın. Bunu yapabilecek durumda olmayan pek çok insan var. | Open Subtitles | حَسناً، هناك الكثير مِنْ الناسِ الذين لَيسوا قادر على أَنْ يَكُونَ قادر على يَعمَلُ ذلك. |
| Sadece dengesiz olduğumu ve bu yüzden de her şeyi yapabilecek durumda olduğumu bilsin istiyorum. | Open Subtitles | أردت أن أوصل له أنني مضطرب إذن.. قادر على فعل آي شيء |
| Yaşadıklarım göz önüne alınırsa, bunu yapabilecek durumda olan benim. | Open Subtitles | كما أرى انني مررت بمواقف تجعلني مؤهلاً لتقديم يد العون لها |
| Yaşadıklarım göz önüne alınırsa, bunu yapabilecek durumda olan benim. | Open Subtitles | كما أرى انني مررت بمواقف تجعلني مؤهلاً لتقديم يد العون لها |
| Kesin bir şekilde inanıyorum ki şu anda bunu yapabilecek durumda değilsiniz. | Open Subtitles | ويبدو أنك غير قادر على ذلك بتلك اللحظة |
| Kesin bir şekilde inanıyorum ki şu anda bunu yapabilecek durumda değilsiniz. | Open Subtitles | ويبدو أنك غير قادر على ذلك بتلك اللحظة |
| Diyaframı da ciğere baskı yapabilecek durumda değil. | Open Subtitles | والغِشَاء ليس قادر على أن يضغط الرئة. |
| Her şeyi yapabilecek durumda. | Open Subtitles | انه قادر على اي شيء |
| Şu anda her şeyi yapabilecek durumda. | Open Subtitles | انه قادر على فعل أي شيء الآن. |
| Çoğunuzun bildiği gibi, Sandy birkaç resim imzalamak için burada olacaktı ama maalesef, yolculuğu yapabilecek durumda değil. | Open Subtitles | كما تعرفون، يُفترض حضور (ساندي) هنا لتوقيع الإهداءات، لكن مع الأسف، غير قادر على السفر |
| Şu anda her şeyi yapabilecek durumda. | Open Subtitles | انه قادر على فعل أي شيء الآن. |
| Bana bir şeyler yapabilecek durumda değilsin. | Open Subtitles | انت غير قادر على فعل اي سئ لي |
| Eduardo'yla olanlara bakarsan, sadece diyorum ki Alec düşündüğünden çok daha... fazlasını yapabilecek durumda olabilir. | Open Subtitles | (وما حدث مع (إدواردو أقول فحسب أنّ (أليك) قادر على فعل أمور جمّة أكثر مما نعتقد |
| Hayır, bunu yapabilecek durumda olduğunuzu... | Open Subtitles | - لا، لا أظن أنك قادر على... |