| Saat 16:30'u geçiyor. Benim de Yapacak çok işim var. | Open Subtitles | إنها الرابعة والنصف وأنا لدي الكثير لأفعله |
| O zaman Yapacak çok işim var, değil mi? | Open Subtitles | إذاً ، أعتقد أن لدي الكثير لأفعله ، أليس كذلك؟ |
| Ve şimdi eğer bana müsade ederseniz bu gece Yapacak çok işim var. Hepinize teşekkür ederim. | Open Subtitles | و الآن اسمحوا لي فلدي الكثير لأقوم به الليلة |
| Çocukların bana bir striptizci bulması güzel, ama Yapacak çok işim var. | Open Subtitles | لان من الجيد للطاقم ان احضر لهم راقصة تعرى وأنا لدى عمل كثير |
| Yapacak çok işim var. Sabah konuşsak daha iyi olmaz mı? | Open Subtitles | لدي الكثير من العمل لما لا نتحدث بالصباح؟ |
| Bu akşamki parti için Yapacak çok işim var, vaktimse çok dar! | Open Subtitles | هناك الكثير لفعله قبل الحفلة الراقصة الليلة, و وقت قليل جداً! |
| Yapacak çok işim var. | Open Subtitles | لديّ الكثير من الأعمال لأنجزها. |
| Tamam, Yapacak çok işim var, dolayısıyla gidebilirsiniz. | Open Subtitles | حسناً لدي الكثير لأفعله لذا عليكم الرحيل |
| Duyarsız davranmak istemem ama Yapacak çok işim var. | Open Subtitles | آسفة يا عزيزي، لم أقصد بان اكون عديمة المشاعر ولكن لدي الكثير لأفعله |
| Ben laboratuvarımı geri istiyorum. Yapacak çok işim var. | Open Subtitles | أنا فقط أريد استرجاع مختبري لدي الكثير لأفعله. |
| Yapacak çok işim var. Yarın vedalaşmak için uğrarım. | Open Subtitles | لدي الكثير لأفعله, سأمر لأودعك غداً |
| Yapacak çok işim var. Hiçbir yere gidemem. | Open Subtitles | لا، لا أستطيع عندي الكثير لأفعله |
| Yine de kalamazsın. Yapacak çok işim var. | Open Subtitles | بالرغم من ذلك لا تستطيع البقاء لدي الكثير لأقوم به |
| Ben,şey... Bugün yapamam. Yapacak çok işim var. | Open Subtitles | لا يمكنني ذلك اليوم فلديّ الكثير لأقوم به |
| Dinle, gitmem lazım. Yarın Yapacak çok işim var. | Open Subtitles | اسمعي, يجب ان اذهب لدي عمل كثير غداً |
| Bugün Yapacak çok işim var, gidemem... | Open Subtitles | ..لدي عمل كثير اليوم يا رجل,لا أسـ |
| Yapacak çok işim var. | Open Subtitles | هذا خطأ كبير فلدى الكثير من العمل لأنجزه |
| Onun aksine benim Yapacak çok işim var. | Open Subtitles | لأنّي على عكسه، فلديّ الكثير لفعله |
| Yapacak çok işim var. | Open Subtitles | لديّ الكثير من الأعمال لأنجزها. |
| - Üzgünüm kalamam. Yapacak çok işim var. | Open Subtitles | ـ لا يُمكنكِ قول هذا، فهناك الكثير لعمله |
| Şimdi müsaade edersen, Yapacak çok işim var yani belki gidip başka birini rahatsız edebilirsin. | Open Subtitles | والآن، إن كنت لا تُمانع لديّ أعمال كثيرة يجب إنهاؤها لذلك ربما يمكنك أن تُزعج أحد ما في القاعة |
| Yapacak çok işim vardı. Jimmy'ye, susturucularına uygun... birkaç silah bırakacaktım. | Open Subtitles | كان أمامي يوماً حافلاً بالعمل كان علي أن أحضر الأسلحة لجيمي |
| Duş almam lazım, Yapacak çok işim var. | Open Subtitles | يجب أن أستحم، لأن لديّ الكثير من الأعمال المتعلقة لأنجزها. |
| Sally'nin düşünceleri, ''Yapacak çok işim var,'' çok yaygın bir tanesi. | TED | كانت عبارة سالي الدائمة: "لدي الكثير جدًا من العمل لإنجازه". هو واحد من أكثر الاجترار شيوعًا. |
| Ama huzur ve sessizliğe ihtiyacım var. Mezun olabilmek için Yapacak çok işim var. | Open Subtitles | لكني أحتاج الامن والهدوء أصبح لدي الكثير لأعمله |
| Kafam bir milyon falan değil. Yapacak çok işim var bu gece. | Open Subtitles | أنا لست مخمورا لدي الكثير لأفعلة يا رجل |