| Ve eminim balığın bile yapacak işleri vardır, şu dalgıçtan hazinesini korumak gibi mesela. | Open Subtitles | وأنا على يقين أن السمكة لديها عمل تقوم به أيضا كأن تحمي كنزها من هذا الغواص |
| Annenin yapacak işleri var. | Open Subtitles | جيم عزيزي، أمك لديها عمل تقوم به |
| Gerçekte yapacak işleri yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديها عمل تقوم به |
| - Tamam bazı polislerin yapacak işleri var. | Open Subtitles | حسنا، بعضاُ منا رجال شرطة عليهم القيام بأعمالهم |
| - Tamam bazı polislerin yapacak işleri var. | Open Subtitles | حسنا، بعضاُ منا رجال شرطة عليهم القيام بأعمالهم |
| Belki de yapacak işleri oluyordur. Bazılarımız meşgul insanlarız. | Open Subtitles | {\pos(192,230)}ربّما لديه عمل ليقوم به البعض منّا أشخاص مشغولين |
| Bedeninin yapacak işleri var. | Open Subtitles | لدى جسدك عمل يقوم به |
| yapacak işleri vardı. | Open Subtitles | - كان لديها عمل تقوم به - |
| - İkimizin de yapacak işleri var ve siz benimkileri imkaansızlaştırıyorsunuz. | Open Subtitles | -كلانا لديه عمل ليقوم به, وأنتِ تجعلين عملي مستحيلاً . |
| Bay Locke'ın yapacak işleri var bugün. | Open Subtitles | لدى سيد (لوك) عمل يقوم به |