| Bana eğer istediklerini yaparsam, babamı görmeme izin vereceklerini söylediler. | Open Subtitles | لقد قالوا أنني إذا فعلت مايريدون فإنهم سيجعلونني أرى والدي |
| Eğer bunu yaparsam, o zaman restoranı kesinlikle satın alacak mısınız? | Open Subtitles | و إذا فعلت هذا ، إذن أنت ستشترى المطعم بالتأكيد ؟ |
| Ne yaparsam yapayım, mümkün değil, Daniel Jackson. Mümkün değil! | Open Subtitles | مهما فعلت , لايمكن حدوث هذا دانيال جاكسون لايمكن حدوثه |
| Eğer bu işi tam yaparsam ve bu senin kartın Stewie. | Open Subtitles | وإذا فعلت هذا بشكل صحيح إذاً هذه هي بطاقتك , ستيوي |
| Eğer bir şeyler yaparsam da, sonra neler olur bilmiyorum. | Open Subtitles | و إذا فعلتُ شيئاً حيالَ ذلك، لا أدري ماذا سيحصُل |
| Bunu yaparsam Atılgan'ı yok etmeyeceğine dair bir garanti yok. | Open Subtitles | إذا فعلت ذلك فليس لدي ضمان بأنك لن تحاول تدميرنا |
| Bunu yaparsam Atılgan'ı yok etmeyeceğine dair bir garanti yok. | Open Subtitles | إذا فعلت ذلك فليس لدي ضمان بأنك لن تحاول تدميرنا |
| Dolayısıyla, eğer bunu yaparsam seni bir daha buralarda görmeyeceğim. | Open Subtitles | اذا فعلت لك هذا فلن أراك مجدداً بالمدينة هنا ؟ |
| Yo, gerçekten, sen... eğer doğru olanı yaparsam, bana teşekkür edeceksin demiştin. | Open Subtitles | ..لا, جديًا أنت قلت أننى إذا فعلت الصواب فسوف أشكرك عليه لاحقًا |
| Ama ben derim ki, "Eğer bunu yaparsam, çok şey kaybolur." | TED | لكني ساقول: بانني لو فعلت ذلك فإن الكثير سوف يضيع |
| Bir tane istisna yaparsam, bin tane yapmam gerekir. | Open Subtitles | لو فعلت أستثناء واحد سأضطر الى فعل الالاف |
| Ama inan ki dediğini yaparsam, ölürsün. | Open Subtitles | ..لكن يجب أن تصدق أنه إذا فعلت ما تطلبه مني.. فستموت |
| Eğer yaparsam, ülkesinde tekrar iktidara gelebilecek. | Open Subtitles | واذا فعلت ذلك، حسناً، ربما سيدير بلده مرة ثانية |
| Onu, eğer istedikleri bir şeyi yaparsam görmeme izin vereceklerini söylediler. | Open Subtitles | ....... إنهم يقولون أنهم سيدعوني أراه إذا إذا فعلت شيء ما |
| Ben yapmam. Ölürüm daha iyi. Bunu yaparsam Tanrı'dan korkarım. | Open Subtitles | لن أفعل هذا، أفضّل الموت أخاف أن يعاقبني الله إذا فعلت ذلك |
| Ama ne yaparsam yapayım, sonunda kazığı ben yiyorum. | Open Subtitles | لكن مهما فعلت ينتهى بى الحال وأنا بمأزق. |
| Tamam, eğer bunu yaparsam bilgisayar satın alıcak mısın? | Open Subtitles | حسناً، ولكن إن فعلت ذلك، هل ستشتري حاسوباً؟ |
| Onu yatakta mutlu etmeye çalışıyorum ama ne yaparsam yapayım, doymak bilmiyor. | Open Subtitles | اريد ان ارضيه ونحن بالفراش لكن مهما فعلت لا يبدو كافيا |
| Eğer, sizi gördüysem o zaman perdeyi çekmiş olurdum ve eğer bunu yaparsam tüm hayatımdan vazgeçmem gerekir... | Open Subtitles | لو كنتُ رأيتُكِ لأسدلتُ الستائر, وإذا فعلتُ ذلك فسأستغني عن الإستمتاع بحياتي |
| Kulağı mümkün olduğunca ince yaparsam, en az miktarda kağıt kullanmış olurum. | TED | إذا قمت بصناعة جنيح بمنتهى النحالة فإني سأستخدم الحد الأدنى من الورق |
| Eğer vajinal muayene yaparsam ve kız bakireyse, Kanama ve aşırı bir travma olabilirdi. | Open Subtitles | إن قمت بإجراء إختبار العذرية و الفتاة مازالت عذراء فمن الممكن أن يكون هناك نزيف |
| Burada yaparsam birşey olmaz. | Open Subtitles | ليس إن فجرته و أنا بالخارج |
| Buna yaparsam polis teşkilatı cesaretimi samimi bulmayacak ve ben de etrafta hiçbir şeyi değiştiremeden dolaşıp duracam. | Open Subtitles | بفعلي ذلك بقيّة عناصر الشرطة سيكرهونني ولن أحقق شيئا بدون تأييد من رجال الشرطة |
| Ve eğer kendi başıma bir şey yaparsam herkes bunun... görünüşüm ile alakalı olduğunu düşünücek Bu iğrenç. | Open Subtitles | لو قمت حقا بفعل شيء بنفسي جيدا, الكل يفترض أني قمت بذلك بسبب طريقتي في النظر. هذا مقرف. |
| Bunu yaparsam bana çok borçlanırsın. | Open Subtitles | إذا قمت بفعل هذا, أنتِ مدينة لدي بوقتٍ كبير |
| Bunu yaparsam pazara kadar 25 bin alacak mıyım? | Open Subtitles | إذن لو سحبت هذا سأحصل على الـ 25 الف يوم الأحد؟ |
| Ne seçim yaparsam yapayım birini hayal kırıklığına uğratıyorum. | Open Subtitles | مجرد أي شيء أختاره أو أي شيء أعمله أخيب أمل شخص ما فيه |
| Senin için yaparsam herkese yapmam gerekir. | Open Subtitles | إن قمت بها من أجلك، فعليّ أن أقوم بها للجميع |
| Belki, bende senin kızına... senin kızıma yaptıklarını yaparsam, durumu eşitleyebiliriz. | Open Subtitles | ربما، عندما أفعل لابنتك مافعلته لابنتي, سنكون متعادلين. |
| Bu durumda, yaparsam bile umurumda değil. | Open Subtitles | في هذه الحالة، أنا لا أمانع إذا كنت تفعل. |
| Hatta bir kaç kere daha yaparsam Daha iyi hisseder. | Open Subtitles | ستتحسّن أكثر إن كررت ذلك بضع مرّات. |
| Bunu yaparsam onu beş yıl tutarlar. | Open Subtitles | اذا عملت ذلك, سوف يسجنوا لخمسة سنوات |