| Ve yapmamalısın, benim için değil, ama bu işimizi kolaylaştırmıyor. | Open Subtitles | وأنت لا يجب أن تفعل هذا، ليس من أجلي ولكن ذلك لا يُسهّل الأمور علينا |
| - En azından sen böyle yapmamalısın. | Open Subtitles | حتى هذا, بقدر ما هو ذاهب انت لا يجب أن تفعل هذا |
| -Belki de bunu hiç yapmamalısın,espri konusunda biraz talihsizsin de | Open Subtitles | اعتقد بأنه لا يجب عليك فعل ذلك لم يحالفك الحظ كثيرا في اخبار النكت |
| Başka birini yollarlar. Bunu tek başına yapmamalısın. | Open Subtitles | يمكنهم أن يرسلوا شخصاً آخر لا يجب أن تفعلي هذا وحدكِ |
| Seni rahatsız edecek bir şeyi bilinçsizce yapmamalısın. | Open Subtitles | لا تفعلى شيئاً لا ترتاحى إليه أعنى ـ ـ |
| Ama bunu bana yapmamalısın. | Open Subtitles | لكن لا يتوجّبْ عليكَ فعل ذلك بيّ. |
| Bunu yapmamalısın. | Open Subtitles | لقد أخفتني لا يفترض بك فعل هذا |
| Sana yapılmasını istemediğin şeyi sen de başkasına yapmamalısın. | Open Subtitles | نعم, لا يجب أن تفعل أي شيء لأي أحد.. لا تريدهم أن يفعلوه بك, صحيح؟ |
| Bence bunu yapmamalısın. | Open Subtitles | لست متأكدة من أنك يجب أن تفعل ذلك |
| Bence bunu yapmamalısın. | Open Subtitles | لست متأكدة من أنك يجب أن تفعل ذلك |
| Gaz borusunu çıkartırken ateş topunu yapmamalısın muhtemelen. | Open Subtitles | ربما لا يجب عليك فعل هذه الخدعه و أنت تسحب البنزين |
| büyük kardeş bunu yapmamalısın hayır büyük kardeş yapma bunu | Open Subtitles | أخي الكبير لا يجب عليك فعل هذا لا , أخي الكبير , لا تفعل هذا |
| Hayır. Bunu sonsuza kadar beraber olacağın biriyle tanışmadan yapmamalısın. | Open Subtitles | كلا, لا يجب أن تفعلي هذا حتّى تجدي الشخص الذي ستبقين معه للأبد |
| Canım, kesin emin olana dek hiçbir şey yapmamalısın. | Open Subtitles | عزيزتي، لا يجب أن تفعلي شيئاً إلى أن تكوني مُتأكدة تماماً |
| Senaryo bok gibi ve bence bu filmi yapmamalısın. | Open Subtitles | السيناريو قذارة وبرأيي، لا يجب عليك القيام به |
| Belki de bunu daha fazla yapmamalısın. | Open Subtitles | ...ربما أنتى يَجِبُ أَنْ لا تفعلى هذا بعد الآن |
| Doğra şunları. Bunu yapmamalısın. | Open Subtitles | -ليس عليكَ فعل هذا . |
| Böyle yapmamalısın. | Open Subtitles | لا يفترض بك فعل هذا |
| Bunu yapmamalısın. | Open Subtitles | في الحقيقة لا ينبغي عليك فعل ذلك |
| - Böyle yapmamalısın. - Geri dön. | Open Subtitles | يجب ألا تفعل مثل هذه الأفعال |
| Bunu buralarda yapmamalısın. | Open Subtitles | يجب ألا تفعلي هذا في هذه الأرجاء |
| Saçını at kuyruğu yapmamalısın, tilkiye benziyorsun. | Open Subtitles | لم يجدّر بك المجيء بقصّة الشعر هذه. إنّها تجعل منك شبيهاً بالثعلب. |
| yapmamalısın. | Open Subtitles | لا يجب ان تفعل. |
| Onu demedim, sadece bir saniye, gönderilmesi gereken mesajı göndermek dışında birşey yapmamalısın. | Open Subtitles | ، لن أقول ، ولو لثانية واحدة بأنه يجب عليك أن تفعل أي شيء غير أن . ترسل الرسالة التي يجب أن يتم إرسالها |
| Pekala, yapmamalısın. | Open Subtitles | حسنا, و لكن ليس عليك أن تفعل ذلك |
| Belki de bunu yapmamalısın. Ne? | Open Subtitles | كان عليك ألاّ تفعل ذلك. |