| - Ona bakmanı istiyor konuşmanı istiyor, ancak bunu yapmayacaksın. | Open Subtitles | يريدك أن تنظر إليه وتتحدث إليه ولكنك لن تفعل ذلك |
| - Onu buradan çıkarmam gerekiyor. - Hayır, bunu yapmayacaksın. | Open Subtitles | يجب عليّ أن أخرجه من هنا لا، انت لن تفعل هذا |
| Bunu yapmayacaksın. Çünkü yaparsan, hayatını hapiste geçirirsin. | Open Subtitles | لن تفعل ذلك لأنك اذا فعلت ذلك سوف تسجن مدى الحياة |
| Aileni tehlikeye atacak hiç bir şey yapmayacaksın. | Open Subtitles | أنتِ لن تفعلي شيئاً سيعرّض عائلتكِ للخطر |
| Çünkü artık bunu yapmayacaksın, değil mi? | Open Subtitles | لأنكِ لن تقومي بذلك العمل مرةً أخرى، أليس كذلك؟ |
| Ağzı sulanarak senin onları dava etmeni bekliyor.Ama yapmayacaksın. | Open Subtitles | إنه يترقبك حتى تأتى تقاضيه إنه يريدك أن تقاضيه لكنك لن تفعلى ذلك ماذا لديه ليوقفنى؟ |
| Zenci, gidip Gina'yı becermeye çalışmak dışında bir şey yapmayacaksın, zenci. | Open Subtitles | ايها الزنجي,أنت لن تقوم بعمل أي بشئ لكن حاول الذهاب الي جينا, ايها الزنجي. |
| Üstümde ölmek gibi aptalca birşey yapmayacaksın değil mi? | Open Subtitles | انك لن تفعل شئ غبى كأن تموت فوقى ,اليس كذلك؟ |
| O silahla bir çılgınlık yapmayacaksın ya? | Open Subtitles | انت لن تفعل اى شئ متهور بهذا المسدس أليس كذلك؟ |
| Seni iyi tanıyorum, Tonny ile takılmak dışında hiçbir şey yapmayacaksın. | Open Subtitles | أنا أعرفك.لن تفعل أى شيئ سوى التسكع مع طونى |
| Hayır, araba kullanamazsın.Bu semptomlar ortadan kalkana dek hiç bir şey yapmayacaksın. | Open Subtitles | كلا, لن تسوق. لن تفعل أي شيئ حتى تختفي هذه الأعراض. |
| Hiçbir şey yapmayacaksın; çünkü bir polisi sırtından vurmazsın. | Open Subtitles | و أنت لن تفعل شيء لأنك لن تطلق النار على شرطى من الخلف |
| Hiçbir şey yapmayacaksın; çünkü bir polisi sırtından vurmazsın. | Open Subtitles | و أنت لن تفعل شيء لأنك لن تطلق النار على شرطى من الخلف |
| -Bekle, utanç verici hiç bir şey yapmayacaksın değil mi? | Open Subtitles | انتظرى، أنتى لن تفعلي شيئاً محرجاً، أليس كذلك؟ |
| Vücuduna çılgınca bir şey yapmayacaksın ve kendine zarar vermeyeceksin, değil mi? | Open Subtitles | لن تفعلي أي شيء مجنون لجسمك و لن تؤذي نفسك, صحيح؟ |
| Hiç şüphem yok. Ama bunu yalnız yapmayacaksın. Bu sefer olmaz. | Open Subtitles | لا، لا ليس لدي شك إطلاقاً لكنكِ لن تفعلي ذلك بمفردك هذه المرة |
| Ama bir daha asla yapmayacaksın ve bunu unutacaksın. | Open Subtitles | حسنا، شكرا لكنك لن تقومي به ثانية و ستنسينه اتّفقنا |
| - Öyle bir şey yapmayacaksın. - Yarın daha fazla yiyeceğe ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | لن تفعلى شيئاً آخر - سيكون بحاجة الى مزيد من الطعام غداً - |
| Onları bulana kadar hiçbir şey yapmayacaksın. | Open Subtitles | حتى نكتشف ما الذي حصل هناك, لن تقوم بفعل أي شيء |
| Bak, Bunun kolay olmayacagını biliyorum, ama bu kendin yapmayacaksın. | Open Subtitles | اعرف... بانها لن تكون سهلة, لكنك لن تفعليها لوحدك. |
| Bunu kastetmiş ol ya da olma, benim için önemi yok, çünkü bunu yapmayacaksın. | Open Subtitles | سواء كنت تقصد ذلك أو لا لا علاقة لي بهذا لأنك لن تفعلها |
| Sen hiçbir şey yapmayacaksın. | Open Subtitles | أنت لا تفعل شيئاً. |
| Umarım bana da bunları yapmayacaksın. | Open Subtitles | لن تنتقل بتلك اللعبة إلى سريري كما أتمنى. |
| Pekala, aptalca bir şey yapmayacaksın, değil mi? | Open Subtitles | حسناً ، لن تقوم بأي عمل غبي ، أليس كذلك ؟ |