| O zaman söylediğimi yapsan iyi olur. Havalan. Şimdi! | Open Subtitles | إذن من الأفضل أن تفعل ما أقوله , أقلع الآن |
| Leo, bunu hakkında bir şeyler yapsan iyi olur, çünkü bu kabul edilebilir değil. | Open Subtitles | ليو، من الأفضل أن تفعل شيئاً حيال هذا، لأنه أمر غير مقبول |
| Sen de Swinton işindeki fazlalık listesini yapsan iyi olur. | Open Subtitles | ينبغي عليك أيضًا أن تُعِد قائمة بالأقسام غير الضرورية من أجل إندماج (سوينتون) |
| Sen de Swindon işindeki fazlalık listesini yapsan iyi olur. | Open Subtitles | ينبغي عليك أيضًا أن تُعِد قائمة بالأقسام غير الضرورية من أجل إندماج (سوينتون) |
| Dediğini yapsan iyi olur. | Open Subtitles | يستحسن أن تفعل ما تقوله |
| Dedim ki, benimle röportaj yapsan iyi olur. | Open Subtitles | قلت .. أنه يجدرّ بكِ القيام بمقابلة معي لأنني |
| Senden ne yapmanı istiyorsa, yapsan iyi olur. | Open Subtitles | مهما كان ما يريد منك فعله، من الأفضل أن تفعله. |
| İnsanlar olup biteni anlamadan bir şeyler yapsan iyi olur diyecektim. | Open Subtitles | كنت أقول من الأفضل أن تفعلي شيئاً قبل أن يكتشف الناس ماذا يحدث |
| Evet yapsan iyi olur. | Open Subtitles | نعم، من الأفضل فعل ذلك |
| Sen de öyle yapsan, iyi olur. | Open Subtitles | والمفترض من الأفضل أن تفعل بالمثل |
| Hemen yapsan iyi olur. | Open Subtitles | أعتقد من الأفضل أن تفعل ذلك الآن |
| Sen de Swinton işindeki fazlalık listesini yapsan iyi olur. | Open Subtitles | ينبغي عليك أيضًا أن تُعِد قائمة بالأقسام غير الضرورية من أجل إندماج (سوينتون) |
| Şimdiden benimle röportaj yapsan iyi olur. | Open Subtitles | يجدرّ بكِ القيام بمقابلة معي الآن |
| Seni kendine getirecek ne varsa onu yapsan iyi olur. | Open Subtitles | لذا مهما يتطلب الأمر لترتاح من الأفضل أن تفعله |
| Hemen bir şeyler yapsan iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل أن تفعلي شيئا وبسرعة. |
| - Bir şeyler yapsan iyi olur. | Open Subtitles | -من الأفضل فعل شيء |