| Özellikle böyle bir günde işini yaptığı için ona teşekkür etmeye çalıştım, ama ağlamaya başladım. | TED | حاولت أن أشكره لقيامه بعمله في ذلك اليوم بالذّات، لكنني بدأت بالبكاء. |
| Yani benden doğru olduğunu düşündüğü şeyi yaptığı için kardeşimin deli olduğunu yazan bir kağıdı imzalamamı mı istiyorsunuz? | Open Subtitles | اذن تريدني ان أوقع ورقة تقول ان أخي مجنون لقيامه بما يظن انه الصواب؟ |
| Bence masum olduğu ve polisler tezgah yaptığı için serbest bırakıldı. | Open Subtitles | أعتقد أنه تم أطلاق سراحه لأنه كان بريء والشرطة قاموا بتوريطه |
| Hobi olarak insansız hava taşıtı uçuran bir pilotun iki hafta önce, bir plajın yakınlarında uçuş yaptığı için saldırıya uğradığını duymuşsunuzdur. | TED | تسمعون، في الحقيقة، كيف أنه تمت مهاجمة أحد الهواة، من طياري الطائرات بدون طيار قبل أسبوعين لأنه كان يطيّر واحدة قرب الشاطئ. |
| Bir şey söylemeden önce benden özür diledi, yaptığı için çok kötü bir insan olduğunu söyledi. | Open Subtitles | فلقد اعتذر منى قبل أن استطيع ن انطق بكلمة لقد قال انه كان إنسانا بشعا لما فعله بي |
| Saçma şeyler yaptığı için bir cezayı hak ediyor. | Open Subtitles | لأنه قام بشيء سيئ يجب أن يتم عقابه عليه. |
| O dolabı kendi yaptığı için hemen tanımış. | Open Subtitles | و لأنه هو الذي عمل على تلك الخزنة عرفها فورا |
| Ayrıca bir hademeden çaldığı şeylerle bomba yaptığı için de hücreye atılmış. | Open Subtitles | كما أنه زُجَّ بالحبس الفرديّ لتفخيخ قنبلة من أغراضٍ سرقها من البواب. |
| Birkaç defa kimlik hırsızlığından tutuklanmış ve kağıt sayarak hile yaptığı için beş gazinodan atılmış. | Open Subtitles | كان قد اعتقل عدة مرات لسرقة الهوية، وطرد من خمسة كازينوهات لقيامه بعد البطاقات |
| Çocuğun adı Perfecto Telles'ti. Ve kendisinin İngilizce ödevini yaptığı için Maeby onu ödüllendiriyordu. | Open Subtitles | اسمه كان (بيرفكتو تيلس) وكانت تقوم بمكافأته لقيامه بأداء واجباتها المنزلية لمادة اللغة الإنجليزية |
| -İşimizi yaptığı için mi? | Open Subtitles | - لقيامه بعملنا؟ |
| Erdoğan'ın Türkiye'sinde siyasi karikatürler yaptığı için. | TED | لأنه كان يرسم الكاريكاتير السياسي في تركيا تحت حكم أردوغان. |
| On yaşındayken kızarıklık yaptığı için, annesi köpeğinden ayrılması gerektiğini söylemiş. | Open Subtitles | عندما كانت في العاشرة من عمرها طلبت والدتها منها ان تصرف كلبها لأنه كان طائشاً |
| Rabbine kavuşmak üzere olan biri... sadece yasal olarak yetkili olduğu işini yaptığı için... bir şerifi omuzundan vurduğunu ona söylemeyi düşünmez. | Open Subtitles | إذا التقيت بربك لن تخبره أنك أطلقت النار على نقيب لأنه كان يؤدي عمله القانوني |
| Çok üzgünüm. Onun yaptığı için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسفه جدا أنا آسفه لما فعله |
| Sana bu yaptığı için geberip gitmesini istiyorum. | Open Subtitles | أودُّ أن أقتله لما فعله بك. |
| Bundan çok daha azını yaptığı için uzaklaştırılmıştı. | Open Subtitles | موقوف لأنه قام بشيء أهون من ذلك. |
| Jack kötü bir şey yaptığı için gitti. | Open Subtitles | لقد ذهب (جاك) بعيداً لأنه قام بفعل أمر سيء |
| Dolabı o yaptığı için hemen onu fark eder. | Open Subtitles | و لأنه هو الذي عمل على تلك الخزنة عرفها فورا |
| Dolabı o yaptığı için hemen onu fark eder. | Open Subtitles | و لأنه هو الذي عمل على تلك الخزنة عرفها فورا |
| Ayrıca bir hademeden çaldığı şeylerle bomba yaptığı için de hücreye atılmış. | Open Subtitles | كما أنه زُجَّ بالحبس الفرديّ لتفخيخ قنبلة من أغراضٍ سرقها من البواب. |