| Evet ama senin işin tasarımcılık rüyanı gerçekleştirmene kadar idareten yaptığın bir şey. | Open Subtitles | ولكن عملكِ مجرّد مهنةٍ مؤقّتة قبلَ أن تبدءِ عملكِ كمصممّة أزياءٍ. |
| Şu anki işin tasarımcı olma hayalini gerçekleştirene kadar idareten yaptığın bir şey. | Open Subtitles | وظيفتُكَ مجرّد مهنةٍ مؤقتّةٍ قبل أن تبدئي عملكِ كمصممّةٍ. |
| Sebebi senin yaptığın bir şey mi? Çünkü ben unuttum bile, ne olduğunu bile hatırlamıyorum. | Open Subtitles | أهو بسبب شيء فعلته, لأني غارقة فيه تماماً, حتى أني لا أتذكر ما كان |
| Pink Floyd lafı vardı ya hani. Sonuç olarak, kendine yaptığın bir şey için beni suçluyorsun. | Open Subtitles | اسمع، المهم أنك تلومني على شيء فعلته بنفسك |
| Bu benim yaptığım bir şey değil. Senin yaptığın bir şey de değil. | Open Subtitles | إنه لا شيء فعلته إنه لا شيء فعلتيه |
| Geçen hafta Bayan Van de Kamp'e annenin senin yaptığın bir şey için kendini öldürdüğünü söylemişsin. | Open Subtitles | (الأسبوع الماضي أخبرت سيدة (فان دي كامب أن أمك انتحرت بسبب شيء فعلته أنت |