| Demek ki, eşiyle aynı kadro yeri için yarışıyordu. | Open Subtitles | مما يعني انه كان يتنافس مع زوجته على نفس المنصب |
| O da, benim gibi, tekerlikli sandalyede yarışıyordu. | TED | وهو مثلي، كان يتنافس على مقعد متحرك. |
| Levi boş yer için Karen'la yarışıyordu. | Open Subtitles | لكن(ليفاي) كان يتنافس مع(كاري)على مقعد في المعهد |
| Tamirci maaşıyla mı? Bu yüzden mi yarışıyordu? | Open Subtitles | بإعتماده على راتب ميكانيكي ألهذا السبب كان يتسابق ؟ |
| Ancak silah ustası zamana karşı yarışıyordu. | Open Subtitles | لكن صانع الأسلحة كان يتسابق مع الزمن |
| Annesiyle kumda yarışıyordu. | Open Subtitles | انه يتسابق مع أمّه فوق وأسفل الرمال |