| Ailem kendilerini rezil etmek konusunda yarışıyorlar. | Open Subtitles | يبدو أن عائلتي تتنافس على من يعرض نفسه للسخرية أكثر | 
| Ailem kendilerini rezil etmek konusunda yarışıyorlar. | Open Subtitles | يبدو أن عائلتي تتنافس على من يعرض نفسه للسخرية أكثر | 
| Antarktika'da yarışıyorlar. Şimdiki durak Avustralya. | Open Subtitles | انهم يتسابقون عبر القطب الجنوبي إنّ المحطّة القادمة أستراليا | 
| Bu kozmik katillerin izlerini kıyamete yol açmadan önce bulmak için zamanla yarışıyorlar. | Open Subtitles | فهم يتسابقون لتعقب أثر هؤلاء القتلة الكونيين قبل أن تؤدي إلى كارثة | 
| İş ve ödül için yarışıyorlar, neden benim için yarışmasınlar? | Open Subtitles | يتنافس الناس على الوظائف والجوائز، لم لا يفعلن لأجلي؟ | 
| Ve finansal yüzüne baktığımızda ise, halen Manhattan'da hastanede olan Wilhelma cooper'ın ani rahatsızlığından dolayı... modeller ve acentalar en yeteneklisi ve en yüksek ücret için yarışıyorlar. | Open Subtitles | ومن الناحية المالية، وبمرض ويلمينا كوبر المفاجئ والتى لا تزال تعالج بإحدى مستشفيات مانهاتن فى حين يتنافس العارضون والوكلاء أصحاب المواهب بأعلى الأسعار | 
| İnsanlar kaç basamağa kadar ezberleyebilecekleri konusunda yarışıyorlar ve 67.000 basamağın üzerinde rekorlara imza atıyorlar. | TED | الناس انفسهم يتنافسون لمعرفة كم خانة يمكنهم أن يحفظوا وسجلوا أرقاما قياسية بتذكر اكثر من 67,000 خانة منها. | 
| 200 oyuncumuz var 100'lük listeye girebilmek için yarışıyorlar. | Open Subtitles | حصلنا على 200 لاعب تتنافس للحصول على مكان في قائمة بأسماء 100 رجل. | 
| Kızak takımında kimin olacağını görmek için yarışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتسابقون لينضموا الى فريق التزلج | 
| Ve tahmin edin ne oldu, dünya çapında biliminsanları laboratuvarlarında, yaşlı yetişkin hücreleri dönüştürmek için yarışıyor -- sizden ve benden alınan yaşlı hücreler -- bu hücreleri yeniden daha kullanışlı IPS hücrelerine dönüştürmek için yarışıyorlar. | TED | و خمنوا ماذا بعد ذلك، العلماء من حول العالم و في المختبرات يتسابقون لتحويل الخلايا البالغة-- الخلايا البالغة منك ومني -- إنهم يتسابقون لإعادة برمجة هذه الخلايا إلى خلايا "آي بي إس" أكثر فائدة. | 
| Ve finansal yüzüne baktığımızda ise, halen Manhattan'da hastanede olan Wilhelma cooper'ın ani rahatsızlığından dolayı... modeller ve acentalar en yeteneklisi ve en yüksek ücret için yarışıyorlar. | Open Subtitles | ومن الناحية المالية، وبمرض ويلمينا كوبر المفاجئ والتى لا تزال تعالج بإحدى مستشفيات مانهاتن فى حين يتنافس العارضون والوكلاء أصحاب المواهب بأعلى الأسعار | 
| hatta, Model S müşterileri en yüksek menzile ulaşabilmek için aralarında bir nevi yarışıyorlar. | TED | في الحقيقة، ممتلكو سيارات النوع s يتنافسون فيما بينهم نوعاً ما لمحاولة بلوغ أعلى مسافة ممكنة. |