| Keşke yapabileceğim bir şey olsaydı. Kolundaki yara izi... Cadı işiydi, değil mi? | Open Subtitles | اتمنى لوكنتُ استطيعُ المساعدة تلكَ الندبة على ذراعها إنها ساحرة ، اليسَ كذلكَ؟ |
| - Buldum. Hâlâ da buradayım. - O yara izi nasıl oldu? | Open Subtitles | وقد وجدتها ولا زلت هنا من سبب لك هذه الندبة |
| Zanlı, Smith'de aynısı var diye son zamanlarda çenesinde yara izi yapmış. | Open Subtitles | الجاني جرح نفسه حديثا في فكه ليقلد ندبة مماثلة في وجه سميث |
| - Şemsiyenle mi? yara izi olan adamla daha önce karşılaşmamıştım. | Open Subtitles | لم يسبق لى أبدا أن قابلت رجلا ذو ندبه من قبل |
| Kızda kalıcı yara izi var, dostum. Daha yaşı on yedi. | Open Subtitles | الندوب تملأ وجهها، إنها ندوب دائمة وهي في عمر السابعة عشرة |
| Neden yara izi olan garip bir adam onu istedi? | Open Subtitles | و لما كان ذلك الرجل الغريب ذو الندوب يريده ؟ |
| Bu jel yağ emdirme ameliyatından sonra yara izi kalmaması için kullanılır. | Open Subtitles | حسناً هذا الجيل يستخدم موضعيًا لمنع تكون الندبات بعد شفط الدهون ولكن |
| Omzundaki yara izi ne zaman oldu baba? | Open Subtitles | من أين حصلت على تلك الندبة التي على كتفك، يا أبي؟ |
| yara izi olan bu aktörü sevdiği için Chicago'ya gitmek istiyor. | Open Subtitles | لقد كانت تريد الذهاب إلى شيكاغو طوال الوقت لأنها تحب هذا الممثل ذو الندبة |
| Dürümüm nerede kaldı? Ah! Bu yara izi de paralı tuvalete gizlice girmeye çalışırken oldu. | Open Subtitles | ثم حصلت على هذه الندبة من تسللي تحت باب المرحاض المدفوع |
| Ona yara izi olan adamı verin. Ondan sonra güçlerini kaybedecektir. | Open Subtitles | أعطوه الرجل الذى به الندبة بعدها سوف يفقد قواه. |
| yara izi olan adam... değer verdiğim her şeyi aldı götürdü. | Open Subtitles | الرجل الذى به الندبة سلب كل شىء أهتممت به. |
| Size şaşırtıcı benzerlikler olduğunu söyledim. - Her iki avuçta da yara izi var. | Open Subtitles | أخبرتكمبأنلديهاخصائصمدهشة، على راحة كل يد توجد ندبة |
| Yüzünde, baştan aşağı, uzun, pürüzlü bir yara izi var. | Open Subtitles | هناك ندبة كبيرة وعميقة تغطى وجهة بالكامل |
| Eğer kapasitenizin altında dövüşmüş olsaydınız size hatırlatmak için iyi bir yara izi bırakırdım. | Open Subtitles | لو قاتلت اقل ممن امكانياتك كنت سأعطيك ندبه لتذكرك |
| Fakat hikayesini destekleyecek hiç bir yara izi veya fiziksel bir kanıt yoktu. | TED | ولكن كانت هناك لا ندوب المادية أو أي نوع من الأدلة المادية التي يمكن أن تدعم قصتها. |
| Serbest dövüşe bayılırım. Yüzüme birkaç yara izi daha lazım. | Open Subtitles | أحب المباريات العنيفة وأحتاج للمزيد من الندبات فى وجهى |
| yara izi ve cerahat boşalımı yok, NAAT testide negatif çıktı. | Open Subtitles | لا ندبات أو صديد و فحص الحمض النووي جاء سلبياً |
| O yüzden bu yara izi, hayatın ne kadar narin olduğunun kalıcı bir hatırlatıcısı. | Open Subtitles | لذا هذه الندبه بقت كتذكير دائم على مدى هشاشة الحياة |
| Serbest dövüşe bayılırım. Yüzüme birkaç yara izi daha lazım. | Open Subtitles | أحب أي شيء يتعلق بالنزالات أريد المزيد من الندب على وجهي |
| Yüzümün kenarında hâlâ senin hatalarından birini hatırlatan bir yara izi var. | Open Subtitles | لا زلت أحتفظ بندبة على جانب رأسى لتذكرنى بإحدى أخطائك |
| Bacaklarının ortasındaki şişkin şeylere? yara izi ya da kabuk var mı? | Open Subtitles | تلك الأشياء البارزة بوسط ساقيها أية ندبات أو قشور جروح |
| Yüzünüz inanılmaz derecede elastiktir ve onu sıyırmam altındaki yüz çatlaklarını yara izi bırakmadan onarmamı sağlar. | Open Subtitles | وجهكِمرنللغاية, و انتزاعه يسمح لي باصلاح العظام المكسورة أسفله بدون احداث أيّ ندب |
| Beau'nun yara izi böyle olmuştu. | Open Subtitles | هكذا أصيب (بو) بندبته. |
| Orada bir yara izim olduğunu biliyordum ama herkesin orada bir yara izi olur | TED | كنت أعرف أن لي ندبا في الأسفل، و لكني كنت أظن أن الجميع لهم مثلها. |