| - İşe yaraması bir mucize olur. - Noel vakti. | Open Subtitles | سيتطلّبُ الأمرُ مُعجِزةً لينجح هذا الأمر إنّه عيد الميلاد المجيد. |
| Bunun işe yaraması için bariyerin kapaklarını tam olarak 9.15'te açmalıyız. | Open Subtitles | لينجح الأمر ,يجب فتح البوابات تمام الساعة 9: 15 صباحا |
| Bu arada, mıknatıs olayının işe yaraması için de, bu tren enkazı gibi zımbırtıdan kurtulman gerek. | Open Subtitles | وبالمناسبة، لينجح أمر المغناطيس سأحتاجك لتفادي حطام القطار هذا |
| Törenin işe yaraması için kurbanın kanının saf olması şart. | Open Subtitles | لينجح هذا الأمر الدماء يجب أن تكون نقية |
| İşe yaraması için bunu yapmak zorunda değildin. | Open Subtitles | لم يكن عليك فعل هذا لينجح الأمر |
| İşe yaraması için bunu yapmak zorunda değildin. | Open Subtitles | لم يكن عليك فعل هذا لينجح الأمر |
| Törenin işe yaraması için kurbanın kanının saf olması şart. | Open Subtitles | لينجح هذا الأمر الدماء يجب أن تكون نقية |
| Törenin işe yaraması için kurbanın kanının saf olması şart. | Open Subtitles | لينجح هذا الأمر الدماء يجب أن تكون نقية |
| Terapinin işe yaraması için deneklere çekimleri izlerken kimysasal açıdan telkin edici ve hatırlamasına yardımcı ilaçlar verdik, ama gereğinden fazla gerçekçi oldu. | Open Subtitles | لينجح العلاج، كان يجب علينا وضع الخاضعين للتجربة في حالة مُوحية مُحدثة كيميائيّاً في حين نعرض عليهم هذه اللقطات، لكن كان الأمر حقيقياً جداً. |
| Bunun işe yaraması için aşırı strese maruz kalman gerekecek. | Open Subtitles | لينجح ذلك، يجب علينا تعريضك لتوتر شديد |