| Bu, farklı türde yaratıklardan oluşan 8.000 fit-kare büyüklüğünde bir enstalasyon, bazıları tavandan sarkıyor, bazıları ise yerde duruyor. | TED | هذه تجهيزات من 8000 قدم مربع مؤلفة من العديد من المخلوقات المختلفة، بعضها تتأرجح من السقف و أخرى ملقاة على الأرض. |
| UFOlarla gelen yeşil insansı yaratıklardan bahsetmeyeceğim. Gerçi bu eğlenceli olurdu. | TED | لا عن المخلوقات الخضراء الصغيرة التي تصل في أطباق فضائية لامعة وهذا أيضا سيكون لطيفاً |
| Bu, okyanustaki en uzun yaratıklardan biri. | TED | لقد وضح أن هذا أطول المخلوقات في المحيطات. |
| Dışarıdaki diğer yaratıklardan farklı bir hedef alma algoritmaları vardır. | Open Subtitles | من الأرجح أنّ لهم خوارزمية استهداف مُغايرة عن الوحوش بالخارج. |
| Bütün yaratıklardan korkarak kırsal alanda yaşayamazsınız. | Open Subtitles | ان كنتم ستعيشون في الريف لا يجب ان تظلوا خائفين من مخلوقات الله كلها |
| -O yaratıklardan biri olamaz. | Open Subtitles | إذن من غير الممكن أن يكون واحدا من هؤلاء المخلوقات |
| ...bu yaratıklardan biri bir şekilde konuşabiliyor ve hemen simdi bizimle konuşacak. | Open Subtitles | أحد تلك المخلوقات قادر على الكلام وسيتحدث معنا الآن |
| Sana asla bu yaratıklardan biri için ihanet etmem. | Open Subtitles | ما كنت لأخونك أبداً من أجل هذه المخلوقات |
| yaratıklardan birisiyle karşılaştık. Ormana doğru izliyoruz. | Open Subtitles | للتو تصادمنا مع أحد المخلوقات ونحن نتبعه داخل الغابة |
| Bu yaratıklardan gelebilecek ufak bir ısırık veya bir sıyrık, virüsün bulaşması için yeterli. | Open Subtitles | فقط عضة واحدة أو خدش من هذه المخلوقات كاف لذلك |
| Bu yaratıklardan korkma. Filmlerimde sahne dekoruydular. | Open Subtitles | ، لا تقلق بشأن هذه المخلوقات . إنها فقط مجسمات لأجل أفلامي |
| Bu sadece bu yaratıklardan korku nedeniyle olamaz. Neden kaçıyor? | Open Subtitles | لا يخاف من هذه المخلوقات ببساطة لماذا يهرب؟ |
| Burada uzun sürte kalamayız. Heryerde yaratıklardan var. | Open Subtitles | لا نستطيع البقاء هنا وتلك المخلوقات منتشرة فى كل مكان |
| yerde yaşayan korkunç yaratıklardan dolayı ağaçlarda yaşıyorlardı. | Open Subtitles | انهم يقيمون في منازل على الاشجار. للهروب من المخلوقات البرية التي تعيش بالاسفل |
| "Azgın yaratıklardan korunmak için ağaç evlerde yaşıyorlardı." | Open Subtitles | إنهم يعيشون في منازل مرتفعة هرباً من المخلوقات المتوحشة بالأسفل |
| Uçak kazasından sonra, sudaki yaratıklardan biri onunla temas etmiş, onu değiştirmiş. | Open Subtitles | بعد حادث طائرته .. واحده من هذه المخلوقات التى في الماء إستغلته .. |
| yaratıklardan, cehennem köpeklerinden hayalet hastalığından ve kıyamet laflarından gına geldi. | Open Subtitles | لقد اكتفيت من مطاردة الوحوش و .. و و كلاب الجحيم و داء الشبح و نهاية العالم المشؤومة |
| Çirkin yaratıklardan koru bizi Tanrım. | Open Subtitles | من قوة الأرهاب , يا رب الوحوش التي تحاول تدمير رحمتك |
| Odaya ilk önce sen git ve istenmeyen küçük... yaratıklardan var mı bir kontrol et. | Open Subtitles | تأكد ان تذهب وتتفحص الغرفة اولا لتري ما اذا كان هناك مخلوقات صغيرة غير مرغوب بها |
| Söyleme. "diğer taraftaki yaratıklardan... biriyle savaşıyor" değil mi? | Open Subtitles | لا تُخبرْني. "صَدّ إحدى المخلوقاتِ... من الجانب الأخر حقا"؟ |
| Bir aşırı korumacı herpetoloğun, iğrenç yaratıklardan oluşan koleksiyonunu korumak için girdiği isteri krizleri yüzünden | Open Subtitles | بسبب هوس عالم زواحف وبرمائيات مبالغ في الحماية بسلامة مجموعة مخلوقاته المروعة، |
| Carlsen, ve sen de, Caine inanıyorum ki vampir efsaneleri bu tür yaratıklardan geliyor. | Open Subtitles | كارسن، وأنت، أيضاً، كين... هذا ما إعتقدُته... بأن مصاصو الدماء الأسطورةِ جاءتْ مِنْ مخلوقاتِ مثل هذه. |