| Biliyordum! Bu tedavinin işe yarayacağını biliyordum! | Open Subtitles | لقد عرفت ذلك قد عرفت أن هذا العلاج فريد |
| Düdüğün işe yarayacağını biliyordum. - Teşekkürler, Abba. | Open Subtitles | لقد عرفت أن صفارة الثيران , ستكون مفيدة |
| Bu tanga'nın işe yarayacağını biliyordum. | Open Subtitles | لقد عرفت أن هذا الشيء سيقع بين يدي |
| Jimi Hendrix pedalımın bir gün işe yarayacağını biliyordum. Bakın. | Open Subtitles | كنت أعرف أنّ دوّاستي الموسيقية ستكون مفيدة |
| İşe yarayacağını biliyordum. Seni yeniden görmek güzel. | Open Subtitles | كنت أعرف أنّ هذا سيفلح سررت برؤيتك ثانية |
| O tatlı dilini kopartmadığımda işe yarayacağını biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعلم أن ثمة سبباً وجيهاً منعني من اقتلاع لسانك المعسول هذا |
| Bunun işe yarayacağını biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعلم أن هذه في متناول اليدين |
| Bunun işe yarayacağını biliyordum. | Open Subtitles | انظر، أنا أعرف أنه سيكون تأتي في متناول اليدين. |
| İşe yarayacağını biliyordum! | Open Subtitles | أنا أعرف أنه سيكون العمل! |
| Bart! Bu saçma salak şeylerden birinin işe yarayacağını biliyordum! | Open Subtitles | (بارت) ، عرفت أن أحد هذه الأشياء الغبية سيفلح |
| Evet, işe yarayacağını biliyordum. | Open Subtitles | أجل... عرفت أن الأمر سينجح |
| İşe yarayacağını biliyordum. | Open Subtitles | لم يمت - عرفت أن ذلك سيجدي نفعاً |
| - İşe yarayacağını biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعلم أن الخطة ستنجح |