| Böylece, o anda ve orada düşüncemi değiştirmeye karar verdim ve dünyanın küresel ısınma hakkındaki duruşunu değiştirmesine yardım edecektim. | TED | وقررت عند ذاك و وقتها بأنني سأغير موقفي و أن أساعد العالم لتغيير موقفه من التغيير المناخي. |
| Aslında sadece arkadaşınıza yardım edecektim. | Open Subtitles | بالواقع، نويتُ فقط أن أساعد صديقتك. |
| - Aklını kaçırmışsın, yardım edecektim. | Open Subtitles | -أنتِ مجنونة. كان من المفترض أن أساعد -ديفد) قال) |
| Birinci sınıflar için Bailey ve April'e eğitim laboratuarında yardım edecektim. | Open Subtitles | يفترض أن أساعد (بيلي) و(إيبرل) في دروس المهارات لطلاب السنة الأولى الآن. |