| Hepsi de sana çalmanda yardım ettiğim yakıt hücreleri yüzünden. | Open Subtitles | كل هذا من أجل خلايا الوقود الذي ساعدتك في سرقته |
| Hepsi de sana çalmanda yardım ettiğim yakıt hücreleri yüzünden. | Open Subtitles | كل هذا من أجل خلايا الوقود الذي ساعدتك في سرقته |
| Partideki sarhoş kızlara yardım ettiğim için epey laf yiyeceğim. | Open Subtitles | تعرفين, سوف أتعرض للتأنيب لأنني ساعدت الفتيات يغادرن الحفلة بالواقع |
| Social Finance, benim kurulmasına yardım ettiğim bir organizasyon toplumsal konulara önem veriyor. | TED | المالية الاجتماعية، المنظمة ساعدت إعداد، يهتم الاشياء الاجتماعية. |
| Herkes doktora karşıyken... ona yardım ettiğim duyulursa burada bir daha iş yapamam. | Open Subtitles | بهذه المشاعر تجاه الطبيب سأفقد عملى إن عرفوا أننى ساعدته |
| Avusturya'dan çıkmasına yardım ettiğim kız belgelerini halledene kadar orada saklandı. | Open Subtitles | مكان تختبئ به فتاة ساعدتها فى الخروج من النمسا حتى استخرج لها الأوراق |
| yardım ettiğim hastaları hatırlatıyorlar. | Open Subtitles | إنها تذكرني بالمرضى الذين ساعدتهم |
| Evet, kulüp. Girmene benim yardım ettiğim kulüp. | Open Subtitles | نعم، النادي النادي الذي ساعدتك على الإنضمام له |
| Şu sana çamaşırlarında yardım ettiğim sırada şu deli elemanın gelip sana bağırmaya başladığı günü hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكرين يوم ساعدتك في الغسيل ؟ و, دخل ذاك الشاب المجنون وبدأ الصراخ بوجهك؟ |
| Kravatını bağlamaya yardım ettiğim ilk zamanı hatırladım. | Open Subtitles | فقط أفكر بالمرة الأولى عندما ساعدتك بربطة عنقك |
| Benim size yardım ettiğim gibi siz de 3 kişiye yardım edin. | Open Subtitles | مثلما أنا ساعدتك أنت ستساعد ثلاثة أشخاص آخرين |
| Bunlar, kariyerim boyunca tasarlanmasına yardım ettiğim ürünlerden bazıları. Boyutları o kadar büyük ki, tasarımla çözülmesi gereken alışılmadık problemleri oluyor. | TED | هذه بعض المنتجات التي ساعدت في تصميمها على مدار مسيرتي المهنية، ونطاقها هائل جدًا حيث أنتجت تحديات تصميم غير مسبوقة. |
| Yokedilmesine yardım ettiğim her Goa'uld'un yerini başka bir tanesi aldı. | Open Subtitles | كل جواؤلد ساعدت على ازالته واحد آخر أخذ مكانة |
| Benim ateşlemeye yardım ettiğim isyan Goa'uld'un genç olanlarını jaffalara teslim etmekte isteksizlik duymasına neden oldu. | Open Subtitles | الثورة التي ساعدت على إيقادها كلفت الجوائولد في إنعدام الثقة بينهم وبين الجافا الصغار |
| Yakalanmasına yardım ettiğim bir uyuşturucu kralı bana para verdiğini söylüyor siz de ona inanıyor ve bana kişisel değil diyorsunuz? | Open Subtitles | تاجر المخدرات الذى ساعدته افلس وقال انه دفع لى انتم صدقتموه وتقولى لى لا اخذها بمحمل شخصى |
| Bu mahallede kaç çocuğa yardım ettiğim hakkında bir fikrin var mı? Kaç tane hayatı kurtardım. | Open Subtitles | الديك فكرة عن كم طفل ساعدته للخروج من هذا الحي كم حياة امنت |
| Elbiselerini değiştirmek için yardım ettiğim o sevimli kız mı? | Open Subtitles | أهي الفتاة اللطيفة التي ساعدتها بتجفيف الملابس؟ |
| Birşey yaparken beni gören veya yardım ettiğim ailelerden biriyle konuşan biri | Open Subtitles | شخص رآني أفعل شيئاً ما أو شخص تحدث مع إحدى العائلات التي ساعدتها |
| Bunlar yardım ettiğim insanlardan bazıları. | Open Subtitles | هؤلاء بعض الناس الذين ساعدتهم |
| Senin hayır işi için bağışları toplamanda sana yardım ettiğim günleri unuttun mu? | Open Subtitles | هل تتذكرين عندما قمت بمساعدتك في جمع التبرعات من اجل صدقتك؟ |
| Yakalamana yardım ettiğim tüm katiller içgüdülerim sayesinde yakalandı. | Open Subtitles | كلّ القتلة الذين ساعدتكِ في القبض عليهم، والذين اعتقلوا بسبب حدسي |
| Devam etmesine yardım ettiğim bir hikâyeydi bu ama artık gerçeği açıklamanın vakti geldi. | Open Subtitles | لقد كانت قصة ساعدتُ بتخليدها لكن حانَ الوقت لكي أكون صريحة |