| Burası da iç kısmı. Hawa Abdi : Sezeryan ve farklı operasyonlar yapıyoruz çünkü insanların yardıma ihtiyacı var. | TED | هذا بالداخل. حواء: نحن نقوم بعمليات ولادة قيصرية وعمليات مختلفة لأن الناس بحاجة للمساعدة. |
| Peki, Tanrı biliyor ya, Vernon'un yardıma ihtiyacı var. Aklı yerinde değil, ah o çocuk. -En iyisini yapacağız. | Open Subtitles | الله يعلم أن فيرنون بحاجة للمساعدة أنه ليس سليم العقل هذا الفتى |
| Memurun yardıma ihtiyacı var. 87 Cornelia Bulvarı'ndayız. | Open Subtitles | ضابط يحتاج للمساعدة نحن في 87 درب كورنيليا |
| Gidip annenin yardıma ihtiyacı var mı diye bak. | Open Subtitles | اذهب لترى إن كانت والدتكَ تحتاج للمساعدة. |
| Köprüye git, Jacob'ın yardıma ihtiyacı var mı bak. | Open Subtitles | عد أدراجك وأنظر إذا كان جاكوب يحتاج المساعدة |
| Ben Norma'nın yanına gideyim, yardıma ihtiyacı var mı bakayım. | Open Subtitles | سأذهب لأرى إن كانت نورما تحتاج المساعدة في صنع الدجاج |
| Bir ödevde yardıma ihtiyacı var. Biyoloji dersi için. Bilirsin | Open Subtitles | إنها تحتاج مساعدة في ورقة ما إنها لصف علم الأحياء إنه شيء، |
| yardıma ihtiyacı var. Kontrolden çıkmış. | Open Subtitles | إنها تحتاج إلى المساعدة إنها خارج السيطرة |
| yardıma ihtiyacı var gibiydi, ama ilk tepkisi fotoğrafını çekmek oldu. | Open Subtitles | وبدا أنه حقاً بحاجة للمساعدة لكنّ ردّ الفعل الأول له أنّه أراد تصويره |
| - Sarah, yap şunu! - Onun yardıma ihtiyacı var, Sarah. | Open Subtitles | سارة ، افعلي ذلك أنت بحاجة للمساعدة ، سارة |
| Onu öldürmediyse bile yardıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | إلى أين؟ حتى لو لم تقتله، فهي بحاجة للمساعدة |
| Onu görmeden bilmem imkansız. yardıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أفعل شيء دون أن أراه يبدو أنه يحتاج للمساعدة حقاً |
| - Eğer Frank'se yardıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | نعم ، إذا كان فرانك فهو يحتاج للمساعدة حالاً |
| Ben gidip annenin yardıma ihtiyacı var mı diye bir bakacağım, tamam mı? | Open Subtitles | كلا . سأرى إن كانت أمك تحتاج للمساعدة |
| Hey, hey, dinle, bu kadının yardıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | اسمع,من فضلك هذه المرأة تحتاج للمساعدة |
| Yalnız kalabilir. yardıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | لايمكنه ان يكون لوحده انه يحتاج المساعدة |
| Senin cidden yardıma ihtiyacı var. Diyorum sana. | Open Subtitles | أنت تحتاج المساعدة حقا يا رجل,أنا بأقولك |
| Tamam, okulumun yardıma ihtiyacı var, sen üçüncü bir demiryolunu kapmaktan bahsediyorsun. | Open Subtitles | لست بحاجة إلى مساعدة حسنا، مدرستي تحتاج مساعدة وأنت تتحدث عن الوصول إلى نقطة عدم تجاوز الحدود |
| Chloe'ye bakın! Chloe'yi kontrol edin! yardıma ihtiyacı var! | Open Subtitles | كلو اذهب إلى كلو إنها تحتاج إلى المساعدة |
| Bu adamın, artık her kimse yardıma ihtiyacı var, biz de yardım ettik. | Open Subtitles | كائناً من كان، فإن هذا الرجل يحتاج إلى مساعدة وقد ضمنا حصوله عليها. |
| Biraz rahatlamamız lazım. Hem adamın yardıma ihtiyacı var. İnsanlar bunu anlamıyor nedense. | Open Subtitles | نحتاج لنجدة ولدينا رجل مريض يحتاج مساعدة لا أدري لمَ لا يمكن لهؤلاء القوم فهم هذا |
| -Galiba yardıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | أيتها الأخت ماري كلارنس أظن أنها بحاجة إلى المساعدة |
| Tembel olan gözünün biraz yardıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | عينك الخاملة بحاجة إلى مساعدة صغيرة فحسب |
| Şerif, kadının yardıma ihtiyacı var. Çok kan kaybetti. | Open Subtitles | أيها العمدة،إنها تحتاج لمساعدة لقد نزفت كثيراً |
| "memurun yardıma ihtiyacı var" çağrısı alabileceğin en önemli çağrıdır. | Open Subtitles | " ضابط يحتاج مساعدةً " هو النداء الأكثر أهميةً الذي يمكنك سماعه. |
| yardıma ihtiyacı var. Onun tek arkadaşı sizsiniz. | Open Subtitles | ، على أية حال هو يحتاج إلى المساعدة . وأنت صديقه |
| Peki Paris, biz bir ekibiz ve annenin yardıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | حسنا باريس نحن فريق.ووالدتك تحتاج مساعدتك الأن |