| Bu Cuma, belediye başkan yardımcısıyla öğle yemeği yiyorum. | Open Subtitles | سأتناول طعام الغداء مع نائب العمدة يوم الجمعة. |
| Evlât, Başkan yardımcısıyla görüşmem olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | يا رفيق، أخبرتك، لدي هذا اللقاء مع نائب الرئيس. |
| Evet ben Olivia Riley. Şef yardımcısıyla görüşeceğim. | Open Subtitles | نعم ، أنا اوليفيا رايلي أعطني نائب الرئيس |
| Air Force One'dan arıyorlar. Başkan yardımcısıyla konuşmak istiyorlar. | Open Subtitles | إتصال من طائرة الرئيس يطلبون التحدث مع نائبة الرئيس |
| Eminim, başkan yardımcısıyla antlaşmaya varmışsınızdır. | Open Subtitles | أعتقد بأنك تتفاوض الآن مع مع نائبة الرئيس؟ |
| Evet, bu bir başkan yardımcısıyla yaptığımız 4. röportaj olacak. | Open Subtitles | أوه، نعم، أعتقد أن هذه المقابلة الرابعة لنائب الرئيس |
| Şef yardımcısıyla görüşeceğim. | Open Subtitles | نعم، انها أوليفيا رايلي. أعطني نائب الرئيس. |
| Kurumsal Çözümler bölümünün başkan yardımcısıyla toplantımız vardı. | Open Subtitles | لدينا اجتماع مع نائب رئيس قسم إستراتيجيّة الشّركات. |
| Kabine, 25. Madde'yi uygulamak için başkan yardımcısıyla toplanıyor. | Open Subtitles | أعضاء مجلس الوزراء يتوجهون للإجتماع مع نائب الرئيس لتنفيذ المادة 25 |
| Başkan yardımcısıyla evlenmiş olmak nasıl bir duygu? | Open Subtitles | إذاً، ماهو شعورك بأن تكوني زوجة نائب الرئيس؟ |
| Demin Müdür yardımcısıyla konuştum ve derecesini onayladı. | Open Subtitles | أنا فقط تكلّمت إلى نائب المدير، وهو صدّق. |
| İçeri müdür yardımcısıyla girmek pek hoş olmaz gibi. | Open Subtitles | لست واثق أن السير مع نائب المدير سيكون مناسباً |
| Emniyet müdürü yardımcısıyla ufak bir görüşme yaptım ve cinayet masasının sensiz olamayacağını söyledim. | Open Subtitles | -حادثتُ نائب الرئيس وأخبرتُه بأنّ القسم الجنائيّ لا يستطيع تحمّل خسارتكَ |
| Tüm öğleden sonrayı krediler müdür yardımcısıyla konuşarak geçirdim. | Open Subtitles | لقدأضعتُظهيرتىكُلها... اتحدث مع نائب الرئيس للقُروض. |
| Jo, robot bir evde bir robot şerif yardımcısıyla yaşıyorum. Öylece gitmesine izin vermeden önce Holly'nin nasıl bir şey olduğunu çözmeliyiz bence. | Open Subtitles | "جو" ، أنا أعيش في منزل آلي مع نائب آلي أعتقد أنه يجب أن نعرف موضوع "هولي" هذا |
| Yapma, Ed, başkan yardımcısıyla yattığımı hatırlarsa reklam önerilerimi reddetmekten vazgeçebilir. | Open Subtitles | تعالي ربما لو أخبرناهم أنني أعيش مع نائبة الرئيس فسوف يتوقفون عن امتعاض جميع أعمالي |
| Başkan yardımcısıyla bu işi kolaylaştırabilirsin. | Open Subtitles | سوف تسهّل الأمر كثيرًا على نائبة الرئيس إن استطعت التركيز ولو قليلاً على حماية الحدود |
| Aslında Başkan yardımcısıyla tartışmak istediğim bir konu var. | Open Subtitles | في الحقيقة لدي قصّة والتي احتاج نائبة الرئيس لمناقشتها معها |
| Kongre üyesi, önümüzdeki birkaç gün içerisinde başkan yardımcısıyla sakin bir görüşme istiyor. | Open Subtitles | مع السّلامة. عضو الكونجرس يوَدُّ أَنْ يَأخُذَ دردشة مؤدّبة جداً خلال الأيام التالية مَع نائبة الرئيس. |
| Ama pasaportumu yeniletmem lazım, o yüzden başkan yardımcısıyla konuşabilir miyim? | Open Subtitles | لَكنِّي أَحتاجُ جوازَ سفري جديدَ، لذا هَلّ بالإمكان أَنْ أَتكلّمُ مع نائبة الرئيس؟ |
| Konsolos yardımcısıyla konuşup Nicholas Barclay'i sorduğumda onun İngilizce konuştuğunu ileri sürdü. | Open Subtitles | "عندما تحدث لنائب القنصل وسألته عن حواره مع "نيكولاس وذكر انه بالحال تحدث بالإنجليزية |
| O da davaya bakan savcı yardımcısıyla konuşur. | Open Subtitles | يتحدث مع مساعد المدعي العام الذي يتولى القضية |
| Ama yardımcısıyla konuşsan belki de bir görüşme almamı sağlar. | Open Subtitles | لكن لو أمكننى التكلم مع مساعدة النائب سوف يمكننى أن أكون على جدول الأعمال |