| Kitabı kapağına bakarak, insanı da dış görüntüsüyle yargılayamazsın. | Open Subtitles | لا يجب الحكم على الكتاب من عنوانه ولا الشخص من مظهره فحسب |
| Görünüşlerine dayanarak insanları yargılayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك الحكم على أي شخص مستنداً على ماتراه |
| Aileni diğer insanlar gibi yargılayamazsın, özellikle de başları beladaysa. | Open Subtitles | لا يمكنُكَ الحكم على العائلة، كما تحكم على بقية الناس، خاصةً عندما يكونون في مشكلة |
| Baba, hiç gitmediğin bir yeri öylece yargılayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تحكم على مكان لم تكن فيه قبلاً يا أبي |
| Hâlâ anlamış değilim. Babasının yaptığı şey için onu yargılayamazsın. | Open Subtitles | ومازلت لا أفهم الأمر لا يجب أن تحكم عليها بسسب ما فعل والدها |
| Onu yargılayamazsın. | Open Subtitles | لا يُمكنكِ أن تحكمي عليها. |
| Nasıl olurlarsa olsunlar, aileni yargılayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك الحكم على أبويك مهما كانت عيوبهم |
| İnsanları böyle zamanlarda yargılayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك الحكم على الناس في أوقات مثل تلك. |
| Ne... Hayır, hayır, bunu kabul etmem. Hikayesini baştan sona bilmeden insanları yargılayamazsın. | Open Subtitles | لا، لا يمكنني تقبّل ذلك فلا يجب الحكم على أحد قبل سماع قصّته الكاملة |
| "Tarih bu. 15. yy'daki bir adımı modern standartlara göre yargılayamazsın. | TED | "ذلك هو التّاريخ. لا تستطيع الحكم على شخص من القرن الخامس عشر بمعايير حديثة. |
| Bunu yapamazsın, anne. Onu bu şekilde yargılayamazsın. | Open Subtitles | لا تستطيعين الحكم عليه من ذلك يا أمي |
| 1800lerde çalışmış bir adam için bütün klübü yargılayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكن الحكم النادي كامل من قبل شخص واحد الذين عملوا هناك الظهر في 1800s. |
| Fikri sonuçlarına göre yargılayamazsın. | Open Subtitles | تخطيط سليم ، لا يمكنك الحكم عليها بسبب |
| Sanırım bir kitabı yargılayamazsın, değil mi? | Open Subtitles | أظن انه ليس بأمكانك الحكم على الكتاب |
| Küçük bir dairesi var diye birini yargılayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك ان تحكم على شخص إستنادًا على حجم شقته |
| Savaşta olmadığın sürece savaşta olan birisini yargılayamazsın. | Open Subtitles | على الأقل تكن في حرب, لا يمكنك أن تحكم على رجل خاض الحرب. |
| Duydun mu? "Bir kere de." Tamam, görünüşe göre, babanı akli dengesini kaybetmek üzere olan anneni terketmesinden dolayı yargılayamazsın. | Open Subtitles | اسمع هذا لمرة حسناً كما يبدو, انك لست ان تحكم عن والدك لتركه لأمك في خضم أزمة الصحة العقلية |
| Bunu yargılayamazsın. | Open Subtitles | لا تستطيع أن تحكم على ذلك |
| - Bir adamı görünüşüne göre yargılayamazsın. | Open Subtitles | -لا تحكمي على الرجل من مظهره . |
| -Bir kişiyi böyle bir olayla yargılayamazsın. | Open Subtitles | (إلين)، لا يمكنك أن تحكمي على شخص... |