| İki hafta önce bir yasaklama emri çıkartmış. | Open Subtitles | رفع أمر تقييدي قبل اسبوعين. وهذا هو نفس الرجل. |
| All-Star'ların ödeneğini kesmelerine karşın ihtar mahiyetinde bir geçici yasaklama emri çıkaracağız. | Open Subtitles | سوفَ نرسل ملف تقييدي مؤقت لإصدار أمر قضائي ضد تجميد ميزانية برنامج النجوم |
| Ama son erkek arkadaşı ona karşı... yasaklama emri çıkarmış, ve daha sonra... çocuğun kedisi ve halı yıkama makinesi birden kaybolmuş. | Open Subtitles | لكن صديقها الأخير حصل على طلب تقييد ضدها وبعد ذلك قطته ومكنسته الكهربائية كلاهما فقدا |
| yasaklama döneminde bu bölgede bir sürü kaçak içki imalathanesi vardı. | Open Subtitles | وقت حظر الخمر كانت هُناك العديد من مصانع التقطير بهذه المنطقة |
| Geçici yasaklama emri konusunda haklı. Kısa sürede unutulur gider. | Open Subtitles | إنّه محق بشأن أمر التقييد المؤقت سيصبح هباءً منثورا قريباً |
| yasaklama emri nasıl çıkartılır diye sordu. - Ne için? | Open Subtitles | أرادت أن تعرف كيف تحصل على أمر منع من الاقتراب. |
| Ona karşı yasaklama emri çıkardı ama bu da onu kendisinden uzak tutmaya yetmedi. | Open Subtitles | لقد أصدر أمراً بمنع الإقتراب ضدّها، وذلك لمْ يُبعدها عنه. |
| Bak, polisi arayacağım. yasaklama emri çıkarttıracağım. | Open Subtitles | اسمعي، سأتصل بالشرطة وأحصل على أمر إبعاد |
| Bu yüzden her şeyden önce ona karşı yasaklama emri aldık. | Open Subtitles | لهذا السبب لدينا أمر تقييدي ضدها في المقام الأول. |
| Tabii ilişkimizde inişlerle çıkışlar arada sırada da yasaklama emirleri olmadı değil. | Open Subtitles | بالطبع علاقتنا كانت تشهد صعود وهبوط وأمر تقييدي في بعض الأحيان |
| Tabii ilişkimizde inişlerle çıkışlar arada sırada da yasaklama emirleri olmadı değil. | Open Subtitles | بالطبع علاقتنا كانت تشهد صعود وهبوط وأمر تقييدي في بعض الأحيان |
| Mahkemeden yasaklama kararı çıkarttıracağım. | Open Subtitles | سوف أحصل على مذكرة تقييد بحقه من المحكمة |
| bana yasaklama emri çıkartmamamı söylemiştin. | Open Subtitles | ماذا؟ لقد أخبرتني ألّا أحصل على أمر تقييد |
| Yasaklama: Bu adamların çoğunun böyle olmasının önünü açan şey de bu. | Open Subtitles | حظر الخمور هو السبب في إدمان معظم هؤلاء الرجال |
| - yasaklama emrini kaldırtmamı istiyorsun. | Open Subtitles | أنت تريد مني أن أزيح أمر التقييد النظامي المؤقت عن كاهلك |
| Eğer güveninizi sarsmaya çalışsaydım kurbanımızın, öldürüldüğü gece avukat arkadaşıyla bir yasaklama emri hakkında konuştuklarını söyleyiverirdim. | Open Subtitles | فإنّي سأخبركم أنّ ضحيتنا تحدّثت إلى صديقتها المحاميّة في الليلة التي قتلت فيها حول أمر منع من الإقتراب. |
| Kurbanımız size karşı yasaklama emri çıkarmış. | Open Subtitles | كان لدى ضحيّتنا أمر بمنع الإقتراب ضدّكِ. |
| Burası da, iki tane doktorası ve Carl Sagan tarafından imzalanmış bir yasaklama emri olan birinin çanak çömlek yıkadığı ilk laboratuvar olmuştur. | Open Subtitles | هذا حاليا المختبر الوحيد الذي غسل فيه الاطباق الزجاجية من قبل رجل لديه شهادتا دكتوراة و أمر إبعاد موقع من قبل كارل ساغين |
| Bir yasaklama emri çıkartırız ve onu senden uzak tutarız. | Open Subtitles | يمكننا السعي خلف تعهد كتابي سوف يمنعه من الأقتراب منك |
| Bunlar yasaklama yasaları ile en çok zarar gören ve cezalandırılan gruplar. | TED | وهذه المجموعات الأكثر بروزًا ويعاقبون من خلال قانون الحظر. |
| Bu altı metrelik çubuk, Bart'ın yasaklama emrini kolay uygulanabilir haline getirecek. | Open Subtitles | هذا العمود الذي يبلغ طوله 20 قدماً سيجعل تنفيذ التعهد سهلاً جداً |
| Eski sevgilime karşı bir yasaklama emri çıkarttırdım. | Open Subtitles | لقد قدّمت أمر قيدٍ ضدّ زوجي السابق. {\cH218D09}،أمر من المحكمة يقتضي بمنع شخص من القيام* *بأفعال معيّنة ضدّ شخصٍ آخر. |
| Burada durarak yasaklama emrini ihlal ediyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تخالفين أمر عدم التعرّض بوقوفكِ هناك |
| Bir yasaklama emri var-- bir çağrı ve polisler onu anında yakalar. | Open Subtitles | هي لديها امر تقيد اتصل واحد ,والشرطه ستلقي القبض عليه نعم, ولكنها عرفت |
| yasaklama emri, sorunu halletmenin yolunu bulmadıkça işini daha da zorlaştıracak. | Open Subtitles | أمر المنع لن يجعل الأمر أسهل مالم نجد طريقةً للإلتفاف حوله |