| Göğüsler yayılır... hatunun kıçını göremezsin, elleyemezsin çünkü sırt üstü yatıyordur. | Open Subtitles | لأن النهود سوف تتمدد، وليس بمقدورك رؤية مؤخرتها، ولا بوسعك لمس مؤخرتها، لأنها مستلقية على ظهرها | 
| Muhtemelen şu anda Lahore'de birkaç adamla yatıyordur. | Open Subtitles | ربما تكون هي مستلقية على السرير مع أحد الرجال في لاهور الآن و تجري نفس المحادثة | 
| Şu anda da nehir yatağında veya güvenlik çitlerine takılmış yatıyordur. | Open Subtitles | والآن هي مستلقية في قاع وادٍ ما أو مخوزقة على سور أمن | 
| Ailesi Meksika'da. Belki sadece evde yatıyordur. | Open Subtitles | والديه في المكسيك، ربما هو قابع في المنزله. | 
| Ailesi Meksika'da. Belki sadece evde yatıyordur. | Open Subtitles | والديه في المكسيك، ربما هو قابع في المنزله. | 
| Ama kız hâlâ yanında yatıyordur. | Open Subtitles | ورغم ذلك ها هي مستلقية بجانبك |