| Jason'ın küçük sevgilisi, nefret ettiği adamla yatıyormuş. | Open Subtitles | صديقة " جيسون " تعاشر الرجل الذي يكرهه |
| Yargıç Weichert ile yatıyormuş. | Open Subtitles | أنظر كانت تعاشر القاضي وايغرت |
| Sonra yavaşça kalktı, sanki bir daha uyanmasını istemediği bir canavarla yatıyormuş gibi. | Open Subtitles | ثم نهضت ببطء وكانها كانت مستلقية قرب الوحش |
| Anna'nın giysilerine göre, kurban kan kaybederken onun yanında yatıyormuş. | Open Subtitles | حسناً ثياب " آنا " تقول بأنها كانت مستلقية بجانب الضحية وهي ينزف , أنظر |
| Ve o bu sırada Rahip Francis ile yatıyormuş, birlikte eğleniyorlarmış. | Open Subtitles | وطوال الوقت انها كانت تنام مع الأب فرنسيس، والان ترجع لة مرة اخرى |
| Bir gece ebeveynleri dışarıdayken kız yatakta yatıyormuş. | Open Subtitles | في إحدى الليالي، خرج أبويها كانت راقدة على السرير |
| Patronumla yatıyormuş. Yatağımda sevişirlerken yakaladım. | Open Subtitles | كانت تضاجع رئيسي بالعمل ودخلت عليهم يمارسان الجنس بفراشي، |
| - Burke'le yatıyormuş. | Open Subtitles | -كانت تعاشر (بورك ) |
| Roland'la yatıyormuş. - Kim? - Rosa. | Open Subtitles | إنها تعاشر (رولاند) (روزا). |
| Yolun kenarında, kanlar içinde yatıyormuş. Soğukta, bir başına. | Open Subtitles | كانت مستلقية ميتة، على قارعة الطريق |
| Meğer ben yemek hazırlarken orada yatıyormuş. | Open Subtitles | و كانت مستلقية و أنا احضر العشاء |
| Karım kardeşimle yatıyormuş, kişisel şefimle değil... ne rahatlama. | Open Subtitles | زوجتي تنام مع أخي، وليس مع طاهيّ الشخصي... كمْ ذلك مُريح. |
| Başkasıyla yatıyormuş. | Open Subtitles | إنها تنام مع شخص آخر |
| Yolun kenarında, kanlar içinde yatıyormuş. Soğukta, bir başına. | Open Subtitles | راقدة هناك على جانب الطريق تنزف، تشعر بالبرد ووحيدة. |
| Annem, eskiden burada da çalışmış olan gazino sahibi şu mafya bozuntusu ile yatıyormuş eskiden. | Open Subtitles | امي كانت تضاجع رجل العصابات الذي يملك الكازينو عندما كان يعمل هنا |