| İki kadın da yatak odalarında sarılı halde bulunmuşlar, | Open Subtitles | تم الحصول على المرأتين ملفوفين , ومتروكين في غرف النوم |
| Donna, sen yatak odalarında ipucu ara. | Open Subtitles | (دونا)، ابحثي في غرف النوم ابحثي عن أدلة |
| Arada çok büyük fark var Annie insanların yatak odalarında yapmayı istedikleri şeyler ve senin maruz kaldığın şiddetli cinsel saldırı arasında. | Open Subtitles | هناك فرق شاسع (آني) بين ما يرغب الراشدين بفعله بالتراضي في غرف النوم والإعتداء الجنسي الذي تعرضتِ له |
| Ve bir annenin bana söylediği gibi, yatak odalarında her gece bir parti var gibi. | TED | و كما قالت لي إحدى الأمهات، كأن هناك حفلة في غرف نومهم كل ليلة |
| Zamanım insanların evlerinde, yatak odalarında geçti. | Open Subtitles | لقد قضيت الكثير من الوقت أتجول في بيوت الناس , في غرف نومهم |
| yatak odalarında tv olmayan insanlar. | Open Subtitles | الأشخاص الذين لم يملكوا أبدا تلفازا في غرف نومهم |
| Merdivenlerin dibinde, başında, yatak odalarında banyolarda güvenlik kapısı. | Open Subtitles | حسناً بوابات آمنة عند أسفل الدرج في الأعلى غرف نوم وحمامات |
| Demek bu yüzden ayrı yatak odalarında uyuyoruz. | Open Subtitles | هذا يشرح سبب كوننا في غرف نوم مفصولة ربما. |
| Saçları ıslak bir şekilde yatak odalarında uyanıyorlar.. | Open Subtitles | يستيقظون في غرف نومهم و شعرهم رطب. |
| Ailem 20 yıl ayrı yatak odalarında uyudu. | Open Subtitles | ينام والدي في غرف نوم منفصلة لمدة 20 عاما |
| Ülkenin ilan panolarında ve kızların yatak odalarında resimleri bulunuyor. | Open Subtitles | انه موجود على لوحات الاعلانات حول البلاد وعلى ابواب غرف نوم الفتيات في كل بلدان العالم |