| Fakat aracı ayırabilirsek kavise gelmeden yavaşlatabiliriz. | Open Subtitles | لكن إذا فصلنا السيارة نحنُ يمكن أن نبطئه قبل أن يضرب المنحنى |
| - Belki onu yavaşlatabiliriz. | Open Subtitles | ربما بوسعنا أن نبطئه |
| Eğer bu sinyali geliştirmiş olduğumuz ilaç kokteyli ile engelleyebilirsek kanser hücreleri arasındaki iletişimi engelleyebilir ve böylece kanserin yayılmasını yavaşlatabiliriz. | TED | لذا، إذا أحبطنا هذه الإشارة، باستخدام كوكتيل العقاقير الذي طورناه، نستطيع منع التواصل بين الخلايا السرطانية وإبطاء انتشار السرطان. |
| Ya da belki böylesine sıradışı bir şekilde yavaş büyümek için kullandıkları mekanizmayı anlarsak bunu kanser hücrelerinde kullanıp hücre bölünmesini yavaşlatabiliriz. | TED | أو ربما إذا اكتشفنا الآلية التي تستخدمها لتنمو بهذا البطء الشديد، سيمكننا تقليدها في الخلايا السرطانية وإبطاء الانقسام الخلوي. |