| Hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm Martha yavrum, ama G treni çoktan kalktı. | Open Subtitles | أنا أسف لتخييبي أملك مارثا عزيزتي لكن القطار ج , قد ترك المحطة |
| Haydi yavrum. Seksi götünü buraya getir ve öp beni. | Open Subtitles | ويندي اصعدي الى هنا ، هيا عزيزتي ، اعطيني قبلتي |
| Sevgili yavrum bazen böyle saçma şeyleri okumak hoş olabilir. | Open Subtitles | يا عزيزي احيانا يكون انحراف قراءه هذا الهراء |
| yavrum, restoranın telefonunu yazdım, gerekirse arayın. Oldu mu? | Open Subtitles | اسمعني يا عزيزي , رقم المطعم على الهاتف إذا احتجت لنا , حسناً ؟ |
| - Gel bakalım, güzel yavrum. - Dadıyla git. Dadı seni çok özledi, tatlım. | Open Subtitles | تعالي يا طفلتي الحبيبة لقد افتقدتك مامي يا حبيبتي |
| Onu biraz daha erken getirseydim... yavrum iyi olur muydu? | Open Subtitles | إذا كنت ..احضرتها للعلاج مبكرًا هل كانت طفلتي ستكون بخير؟ |
| -Yalniz degilsin yavrum. -Senden önce baskalarini da kurtardi. | Open Subtitles | أنت لست وحيدة يا صغيرتي لقد أنقذت آخرين قبلك، انظري |
| Orada mısın yavrum? Elektriği kesmen lazım. | Open Subtitles | عزيزتي هل أنتي هنا أريد منك أت تقطعي الطاقة |
| yavrum, bu bize lazım. | Open Subtitles | أترك الأمر يا عزيزي نحنُ بحاجةٍ لهذه المخدّرات يا عزيزتي |
| Onu düşünün ve o burada! Ömürlü ol, yavrum! | Open Subtitles | لديك حياة طويلة يا عزيزتي ، أنا أفكر بك وأنت هنا |
| Çok yakın oturma yavrum. Kendimi iyi hissetmiyorum. | Open Subtitles | لا تجلسي قريبة جدا عزيزتي أنا لا أبدو بحالة جيدة |
| Gel yavrum. Buraya oturabilirsin. | Open Subtitles | تعال عزيزي يُمْكِنُك أَنْ تَجيئ هنا وتَجْلسُ |
| Bu son delik, Huckey yavrum. | Open Subtitles | هذه الفتحةُ الأخيرةُ، عزيزي تشوكي الرضيع. |
| Rock'a devam, yavrum, İşi burada kotaralım | Open Subtitles | ارقصي على أنحان الروك حبيبتي. سنفعلها هنا بالضبط. |
| Endişelenme. Bir araba bul. Umurumda bile değil yavrum. | Open Subtitles | أنا لا أهتم يا حبيبتي أسرقيها لو أضطررت لذلك |
| Sevgili yavrum, o geçiş kapısı sonsuz sayıda evrene açılıyor. | Open Subtitles | طفلتي العزيزة، تلك البوابةِ تَفْتحُ على عددِ لانهائيِ من العوالم. |
| İyi seçimler yapmadığından yavrum. | Open Subtitles | لأنك لا تقومين باتخاذ خيارات صحيحة يا صغيرتي أقصد أن لديك فرصاً كثيرة جداً لأن تختاري بعض الاصدقاء |
| Sen yabancı kalma ama yavrum. Bu taraflara istediğin zaman gelebilirsin, oldu mu? | Open Subtitles | ومع ذلك، فلا تستائي يا حبيبي إذا عُدتِ إلى هنا، وأردتِ ذلك، صحيح؟ |
| Durumu tüm açılarıyla göremediğin anda yandığının resmidir yavrum. | Open Subtitles | عندما لا تستطيع رؤية الخفايا، أنت في مأزق، يا صغيري |
| Gözlerini baş parmağımdan ayırma yavrum, gör bak neler olacak. | Open Subtitles | ابق عينيك على الإ بهام يا عزيزتى وراقبى ما سيحدث |
| Sadece mutlu olmanı istiyorum yavrum. | Open Subtitles | ان كل ما اريدة هو ان تكون سعيدا يا عزيزى. |
| Bunu istediğin yerine kondurabilirsin, yavrum. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَضعَ الذي تَحتاجُه، طفل رضيع. |
| Her şey düzelecek yavrum. Seni durdurmaya çalışmayacağım. | Open Subtitles | ستكونين بخير يا حبيبتى لن احاول عرقلتل يا رجل |
| Hey, yavrum. Söylediğim her şeyi dinleyecek ve talimatlarıma uyacaksın. | Open Subtitles | أهلاً، ياعزيزي يجب أن تستمع لكل شيء أقوله |
| Hassiktir, domdom kurşunu, yavrum! | Open Subtitles | - أوه القرف، دوم-ination، وطفل رضيع! - هوو! |
| -Seni tekrar görmek çok güzel yavrum. | Open Subtitles | إنه لأمر رائع رُؤيتك ثانيةً، بيبي. |
| Şimdi güzel konuştun yavrum. Bu hoşuma gitti. Böyle devam et. | Open Subtitles | الآن أنت تكلميننى يا صغيرتى هذا شيء أحبه , إستمرى |