| Böylece etrafa korku yayıyorlar. | Open Subtitles | هذه طريقتهم لبث الخوف |
| Böylece etrafa korku yayıyorlar. | Open Subtitles | هذه طريقتهم لبث الخوف |
| Havaya kimyasal yayıyorlar. | Open Subtitles | انها تنشر ناقلات ذاتيه فى الهواء |
| Hastalık ve haşarat yayıyorlar. | Open Subtitles | انها تنشر الأمراض والطفيليات |
| Özgüven yayıyorlar! | Open Subtitles | فقط النضوج و الثقة |
| Özgüven yayıyorlar! | Open Subtitles | فقط النضوج و الثقة |
| Bu arada bilgin olsun çocuklar biriyle arkın altında seviştiğine dair dedikodu yayıyorlar. | Open Subtitles | وأيضاً لكي انبهك فقط الأطفال ينشرون الاشاعات عن مضاجعتك لشخص ما تحت السفينة |
| Sürekli buhar yayıyorlar. Vadide büyük bir karışıklığa sebep oldu! | Open Subtitles | انهم ينشرون السموم و الوادي اصبح كالمجنون |
| Aslında, Sue ve dostları Dünya'nın başka tarafından gelen bu dürtüleri yayıyorlar... | Open Subtitles | و في الواقع تنشر (سو) و أصدقائها ميم |
| Etrafta söylenti yayıyorlar. Senin deneyip onu yakalamanı istiyorlar. | Open Subtitles | إنهم ينشرون الخبر يريدونك أن تعثر عليه |
| Bir kelimeyi kuantum hızıyla dünyaya yayıyorlar. | Open Subtitles | هم ينشرون الكلمة الموحدة حول العالم |
| - Bunu kasten yayıyorlar. | Open Subtitles | إنهم ينشرون ذلك الأمر عمداً |