| Mikrobu yaymanın en etkili yöntemi üç paralel dağıtım kanalı kullanmak. | Open Subtitles | أفضل طريقةٍ لنشر العامل المرضيّ هي باستخدام ثلاث قنواتِ توزيعٍ منفصلة |
| Gidin ve satın. Yaptığımız işi yaymanın en iyi yolunun sokağa çıkmak olduğuna karar verdik. | Open Subtitles | وجدنا أنا أفضل طريقة لنشر الأمر هو الذهاب الي الشارع |
| "Noel neşesini yaymanın en iyi yolu... herkesin duyabileceği sesle şarkı söylemektir." | Open Subtitles | الطريقة الافضل لنشر بهجة الكريسماس الغناء بصوت مرتفع ليسمع الجميع |
| Haberi yaymanın en hızlı yolu röntgendeki kızlara söylemektir. | Open Subtitles | حسناً، أسرع طريقة لنشر الخبر إخبار فتيات قسم الأشعة |
| Tedaviyi yaymanın en iyi yolunun onu gaz haline getirip havalandırmadan yaymak olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | قلت أن الطريقة الأسرع لنشر العلاج هي أن نحوله إلى رذاذ وننشره من خلال نظام التهوية |
| Tohumları yaymanın başka yolları da vardır ve bitkiler yaşadıkları ortamlara göre değişik taktikler geliştirmiştir. | Open Subtitles | هنالك طرق أخرى لنشر البذور وقامت النباتات بتطوير طرق مختلفة إعتمادا على مكان وجودها |
| Mikrobu yaymanın en etkili yolunun üç paralel dağıtım kanalı olduğuna karar verdik. | Open Subtitles | رأينا أنّ أكثر الطرق فعاليّةً لنشر العامل المرضيّ هو باستخدام ثلاث قنوات توزيعٍ على التوازي. |
| Sisteme gerçeği yaymanın görevimiz olduğuna dair yemin ettik. | Open Subtitles | أقسمنا اليمين ولدينا واجب لنشر الحقيقه للمنظومة بأكملها |
| Bir mesajı yaymanın en etkili yolu bu. | Open Subtitles | إنها طريقه فعّاله جداً لنشر رسالة |
| Düşman, teknik açıdan ne kadar yetenekliyse radyoaktif materyali daha geniş bölgelere yaymanın yollarını bulması o kadar olasıdır. | Open Subtitles | "و الأكثر إحتمالا أن المناوئون قادرون على الأرجح أن يجدوا سبيل" "لنشر المواد المشعة على نطاق واسع" |
| O alohayı yaymanın zamanı geldi. Ben ona Kamekona Klub diyorum. | Open Subtitles | حان الوقت لنشر السلام (أسميه (كاميكونا كلاب |