| Yazık olmuş çünkü çok iyi diyorlardı. | Open Subtitles | هذا مؤسف ، لأننى سمعت أشياء جيدة. |
| - Yazık olmuş. - Niye öyle dedin ki? | Open Subtitles | ـ حسنًا، هذا مؤسف ـ لماذا قلتِ هذا؟ |
| Yazık olmuş çünkü bir daha böyle bir şey yapmam. | Open Subtitles | حسناً ، هذا سئ جداً لإنني لن أفعل ذلك مرة أخري |
| "Eşinizi getirmediniz mi, Yazık olmuş, güzelim yemekler" falan der. | Open Subtitles | لم تجلب زوجتك, يا للعار, يوجد الكثير من الطعام اللذيذ هنا |
| Yazık olmuş. Bunların ikisi de hayranlarının canını sıkacak. | Open Subtitles | ياللأسف, سوف يخيب أمل معجبيه |
| Yazık olmuş. | Open Subtitles | هذا مُؤسف. |
| O zaman daha erken gelememen Yazık olmuş, teyzenle ölmeden önce zaman geçirememen. | Open Subtitles | حسناً، إنه من العار بأنكِ لم تظهري في وقت قريب تقضين فيه بعض الوقت مع عمتكِ قبيل وفاتها |
| Yazık olmuş Walters, düşünürlüğün doktorluğundan daha iyi. | Open Subtitles | ، (هذا مؤسف يا (والتر تفضل أن تكون فيلسوفاً على كونك طبيباً |
| Çok Yazık olmuş. Servet değerindeydi yani. | Open Subtitles | هذا مؤسف إنها تساوي ثروة |
| Yazık olmuş. | Open Subtitles | هذا مؤسف للغاية. |
| - Yazık olmuş. | Open Subtitles | حسنا ، هذا مؤسف |
| Yazık olmuş. | Open Subtitles | هذا سئ جداً. |
| Yazık olmuş. | Open Subtitles | هذا سئ جداً. |
| Orada olamamam ne Yazık olmuş. | Open Subtitles | يا للعار إذ أنّي لم أكن هنالك. |
| Yazık olmuş. | Open Subtitles | ياللأسف |
| Diğer şeylere bulaşmamış olmanız Yazık olmuş. | Open Subtitles | يبدو من العار عدم استخدامه لأمور أخرى |
| Yazık olmuş gerçekten. | Open Subtitles | يا للخجل |
| Yazık olmuş. 100 papel kazanabilirdin. | Open Subtitles | هذا أمر مؤسف كان يمكن أن تكسبي مائة دولار |
| - Yazık olmuş. - Yok. | Open Subtitles | - هذا عار عليهم |
| Yazık olmuş, değil mi? | Open Subtitles | أليس هذا عاراً ؟ |
| Yazık olmuş. | Open Subtitles | يا له من أمر مؤسف. |