| yazılar Cree alfabesi, yani Navaho fonetiği ama çevirisi çok anlamsız oluyor. | Open Subtitles | إنّ الكتابة كري، نافاجو صوتية، لكن لا يجعل التفسير الحرفي أيّ إحساس. |
| Çoğu evde şu kapıdaki gravür gibi dini yazılar bulunur: | Open Subtitles | :كثير من المنازل تحتوي على كتابات دينية على أبوابها |
| İsimlerimizi bayraklarımıza yazmaktan kendimizi alamıyoruz ya da belediyelere ait üstlerinde küçük yazılar olan ufak mühürleri. | TED | لا نستطيع منع أنفسنا من وضع أسمائنا على أعلامنا أو بعض أختام البلديات مع بعض الكتابات الصغيرة |
| Ama bunun hakkında yazılar okudum, ve demeliyim ki, iyi bir şey gibi gözükmüyor. | Open Subtitles | ولكنني قرأت مقالات عنه, ويجب أن اقول أنه لا يبدو وأنه شعور جيد على الاطلاق |
| Gelen yazılar için makbuz gerekir. Giden yazılara makbuz kesilir. | Open Subtitles | المقالات الواردة تحصل على قسيمة المقالات الصادرة توفر قسيمة |
| Ancak hala yalnızca sizin erişim izniniz olan belli başlı yazılar var. | Open Subtitles | مع هذا تظل هناك نصوص معينة أنت وحدك تستطيع الوصول إليها. |
| Kuantum fiziğini, felsefik açıdan o kadar rahatsız edici buluyordu ki, kurulmasına yardım ettiği bu kuramı terk ederek, biyolojiye ilişkin yazılar yazmaya başladı. | TED | فقد وجد فيزياء الكم شديدة الفلسفة بشكل مزعج، لذلك ترك النظرية التي ساعد في تكوينها واتجه إلى الكتابة عن علم الأحياء. |
| Bütün gününü takvimlerin, defterlerin, çöpte ne bulursa onun arkasına yazılar yazarak geçirirdi. | Open Subtitles | وكان يصرف وقته في الكتابة على ظهر ورق التقويم القديم أو على الدفاتر وما يجده في صناديق القمامة |
| Biliyorum.Bak, kulağa saçma geliyor, yazılar böyle yazılıyor işte. | Open Subtitles | أعلم بأنه يبدو جنونا ولكن تلك هي خطوات الكتابة |
| Arkeolojik kayıt yok, eski yazılar yok, buluntuların kayıtları yok. | Open Subtitles | لا توجد بيانات أثرية أو كتابات قديمة أو أيّ وثائق يدوية |
| Ayrıca polis bankta, içinde garip yazılar olan bir defter bulmuş. | Open Subtitles | كما وجدت الشرطة كتيباً بمقعد بجانب المتحف، عليه كتابات غريبة. |
| Alın size, maktulün müvekkilinizle ilgili çok ilginç yazılar bulunan ve aralarında geçen oldukça özel cinsel deneyimleri anlatan günlüğünün bir kopyası. | Open Subtitles | هذه نسخة من مذكرات الضحية هناك كتابات مثيرة للاهتمام على موكلك وأيضاً بعض الصفات المحددة |
| Aynı şey görünür yazılar içinde geçerli. | TED | وينطبق الشيء نفسه مع الكتابات غير المرئية. |
| 9. yüzyıl Arapça yazılar, içindeki alkolü buharlaştırmak için kaynayan fermente sıvıları tarif eder. | TED | وصفت الكتابات العربية العائدة للقرن التاسع غليان سوائل مُخمَرة لتبخير الكحول الموجود ضمنهم. |
| Tüm bu yazılar, ailesinin iyi şans dilekleri. | Open Subtitles | كل تلك الكتابات هى رسائل وداع من أٌقاربه |
| Oteller, pansiyonlar ve restoranlar hakkında aptalca yazılar yazarım,.. | Open Subtitles | أكتب مقالات غبيّه عن الفنادق والمطاعم والمصايف |
| Daha iyi orgazmlar üzerine yazılar yayınlamayız. | Open Subtitles | نحن لا نصنح مقالات رائعة عندما نتحدث عن النشوة الجنسيه |
| Basında çıkacak yazılar daha az acı verir ama etkili olur. | Open Subtitles | المقالات قد تمون أقل ايلاما ولكنها فعاله |
| Toplumu yazılar yığını olarak görmeyi kastediyorum. | TED | أعني رؤية المجتمع كمجموعة نصوص. |
| Dilsel yazılar birden fazla dili kodlayabilirler. | TED | يمكن لترميز النصوص اللغوية بشكل جيد ان تعبر عن لغات متعددة. |
| Bu yazılar olmuş mu? | Open Subtitles | هل خطيّ كان مناسباً؟ |
| Bu tarz yazılar, yaratıcılığımı açığa çıkarıyor, üzgünüm. | Open Subtitles | أعتذرُ لكَ إن كان إبداعي في الكتابه يُضايقكَ.. |
| Eğer kayıp halka olsaydı, kutsal yazılar, kağıtlarından daha değersiz olurdu. | Open Subtitles | حسنا ، إن حقا هو حلقة مفقودة ، المخطوطات المقدسة لن يحقوه شاهدتهم الجامعية |
| "Beyaz Güç" isimli orkestrayı destekler, söyleşiler yapar... boş zamanlarında, ırkçı türden yazılar yazar. | Open Subtitles | إنه يروج لفرق بيض .. ويكتب مراجعات حتى في وقت الفراغ .. |
| Shakespeare'den ilk söz eden ısmarlama yazılar yazan Robert Greene adlı biriydi. | Open Subtitles | أن أول ملاحظة عامة سبق . . (وأن كتبت من قبل (شكسبير |