"yazacağımı" - Translation from Turkish to Arabic

• سأكتب
• أكتبه
• سأذهب لأكتب
• سأكتبها
• أكتب
• ساكتبه

Madem senin hakkında yine yazacağımı biliyordun, bütün bunlar niye?
إذا كنت تعرف أننى سأكتب عنك فلماذا فعلت كل ذلك؟

AG: Herhangi bir mesaj yazacağımı düşünmüyorum.
أنطونيو غيتراس: لا أعتقد بأنني سأكتب أي رسالة.

Birincisi, o yazmamı bekliyor, ikincisi, ne yazacağımı bilmiyorum.
أولاً لأنها تتوقع مني أن أكتب لها و ثانيا لأنني لا أعرف ماذا سأكتب

Ve teşekkür ederim ama kimsenin nasıl yazacağımı söylemesine ihtiyacım yok.
وشكراً لكم جزيلاً ولكني لا احتاج إلى أحد يخبرني كيف أكتبه

Nerede yazacağımı biliyorum.
أعرف إلى أين سأذهب لأكتب.

- Hödük türü. Ve bende ona bunun bir roman olacağını... - ...ve benim yazacağımı söyledim.
وأخبرته أنها قد تصبح رواية وأنى سأكتبها بنفسى

Kitabı sadece okumakla kalmamış, aynı zamanda onu sahiplenmişti ve bana devamında ne yazacağımı söylerken, kendini ispat etmiş hissediyordu.
أنها لم تقرأ الكتاب فقط، لكنها أتخذت وضع المالك له ولها مبرراتها في أن تخبرني ماذا أكتب في الجزء الثاني.

İşimden ayrılıp roman yazacağımı söylesem?
ماذا لو قلت لك أنني تركت عملي وأنني سأكتب رواية؟

Bir intihar notu daha yazacağımı sanıyorsan, yanılıyorsun.
إذا تعتقد بأنني سأكتب ملاحظة إنتحار أخرى، أنت على خطأ.

Sevgili Doktor Crane, böyle bir mektup yazacağımı düşünmezdim ama programınızdan çok etkilendim.
عزيزي دكتور فريجر كرين لم أعتقد يوما أنني سأكتب رسالة كهذه و لكنني تأثرت بعرض اليوم

- Sana hoşlanacağın bir son yazacağımı söylemiştim.
نعم, راندى دخل السجن قلت أنى سأكتب نهايه تعجبهم

Bu hafta köşeme ne yazacağımı hiç bilmiyorum.
لا أملك أية فكرة كيف سأكتب في عمودي هذا الأسبوع

Onu iyileştirdiğinde kendin söylersin. Bana ne yazacağımı söyle.
أخبرها بنفسك، حين تُعالِجها أخبرني فقط ماذا سأكتب

Umarım tüm yazılarını senin yerine yazacağımı düşünmüyorsundur.
اأمل بأن لا تعتقد باني سأكتب كل مقالتك لك؟

-Sana bir çek yazacağımı mı sanıyorsun?
هل تعتقد بأنني سأكتب لك شيكاً ؟

- O kadar da kötü değil. - Ve okul yıllığana ne yazacağımı söyleyemezsin.
ولا يمكنك أن تملي علي ما أكتبه في كتابك السنوي.

Ne yazacağımı söyledi.
أخبرني بما أكتبه.

Benim yazdığımı ya da yazacağımı değil.
هذا لا يعني أنني كتبتها أو سأكتبها ابداً.

Doğum günü kartına ne yazacağımı bilmem lazımdı.
نعم اردت ان اعرف ما ساكتبه فى بطاقه عيد الميلاد