| Bir çek yazmaktan başka ne yapabiliriz? | TED | غير كتابة شيك فقط ، ماذا بإمكاننا فعله ؟ |
| İpuçları için etrafta koşuşturup insanları tutuklamaktan rapor yazmaktan, tanıklık etmekten, anlaşma yapmaktan. Hepsi de saçmalığın daniskasıydı. | Open Subtitles | كتابة التقارير والشهادة ضد المعتقلين وعمل صفقات كان ذلك كله ترّهات |
| Küçükken, adımı böyle yazmaktan hoşlanırdım. | Open Subtitles | لقد كنت أحب كتابة اسمى بهذه الطريقة,عندما كنت صغيرة |
| Bu kulağa yazmaktan kaçmak için başka bir bahane gibi duruyor. | Open Subtitles | يبدو ذلك الآن مثل عذر آخر لك لتبقى بعيداً عن الكتابة. |
| İlham geldiği zamanlarda kendimi yazı yazmaktan alıkoymayacağım. | Open Subtitles | لا يمكنني التوقف عن الكتابة حالما أشعر برغبة بها. |
| Bu sene Noel mektubu yazmaktan hiç keyif alamayacağım. | Open Subtitles | لست متشوقاً لكتابة رسالة الكريسماس لك هذا العام. |
| yazmaktan keyif aldım ama yeterince yalnız kaldığımı hissettim. | Open Subtitles | استمتعتُ بالكتابة لكني أشعر أني قصيت الكثير من الوقت لوحدي لحد الآن |
| Ben bugüne kadar mektup taşıyıp rapor yazmaktan başka bir iş yapmadım. | Open Subtitles | فلن اكون فعلت شيئا في الحرب سوي توصيل البريد وكتابة التقارير الصباحيه |
| - Belki ama tabi bunun, seni seksi şeyler yazmaktan alıkoymasına izin verme. Sadece birazcık. | Open Subtitles | من كتابة بعض الكلمات البذيئة , قليلاً فقط |
| Web sitesine isimsiz yorum yazmaktan çok daha fazla cesaret isteyen bir iş. | Open Subtitles | بالتأكيد أكثر شجاعة من كتابة تعليق بإسم مجهول على موقع. |
| Aynı makaleyi farklı isimlerle yazmaktan bıkmadın, usanmadın mı? | Open Subtitles | ألستَ مريضاً ومتعباً من كتابة نفس الأمر بأسامي مختلفة؟ |
| Turnuvadan ayyaşlığı yüzünden atılmış ve o küçük kurşun kalemlerden biriyle intihar notu yazmaktan bir adım uzakta yaşlı ve yitik bir profesyonel golf oyuncusuna benziyorsun. | Open Subtitles | إنك تبدو و كأنك أحد كبار لاعبي الجولف الذي يشق طريقه بصعوبة و على بعد خطوة من كتابة رسالة إنتحاره بقلم رصاص قصير للغاية |
| Gerçekten böyle düşünüyorsan, belki de çek yazmaktan vazgeçmeliyim. | Open Subtitles | إن كان هذا شعورك, ربما عليّ التوقف عن كتابة الشيكات |
| İşimi yapıp kitap yazmaktan ve yalnız yaşamaktan memnunum. | Open Subtitles | أنا أفضل بأداء عملي كتابة كتبي والعيش وحيداً |
| Bu yazmaktan tamamen farklı bir işlemdir. Ama görünüyor ki sorun ilerliyor. | Open Subtitles | و هى تختلف عن وظيفة الكتابة لكن المشكلة تتطور |
| Kurbanları yazmaktan bıktım, ama tek yapabildiğim bu. | Open Subtitles | لقد سأمت من الكتابة عن الضحايا لكن هذا هو كل ما يمكنني أن أفعله |
| Süleyman... Ağzınla laf yetiştirmekte, yazmaktan daha kabiliyetlisin. | Open Subtitles | أنت أفضل بكثير في الإهانات الشفهية من الكتابة |
| Şayet korkunuz buydu ise, sizi yazmaktan alıkoymazdım. | Open Subtitles | لم أكن لأمنعك من الكتابة إذا كنت تخشين هذا |
| Sen roman yazmaktan ne anlarmışsın bakayım? | Open Subtitles | تفضل اجلس إذاً ما الذي تعرفه عن الكتابة ؟ |
| Karşılıksız çek yazmaktan bir buçuk yıl hapiste kalmış. Altı ay önce iyi halden erken serbest bırakılmış. | Open Subtitles | قضيت سنة ونصف في السجن لكتابة صكوك مزيفة وخرجت باكرًا لحسن التصرف منذ ستة أشهر |
| yazmaktan haz duyarım ama bir türlü başlayamam çünkü yazmak istediğim şeyler hakkında hiçbir fikrim yoktur. | Open Subtitles | أعني, أنا أستمتع بالكتابة ولكن لا أستطيع ذلك لأنني لم أملك أية أفكار عماذا أريد أن أكتب. |
| Mahkemelere çıkıp, devamlı temyiz davası açmaktan, dilekçe yazmaktan yoruldum. | Open Subtitles | أصبحت متعب من الإستعراض داخل و خارج المحكمة ، ومن الإستغاثة ، وكتابة المحفوظات |
| Bunun gibi bir eser yazmaktan, reklam müziği ve çocuk şarkıları bestelemeye nasıl düştün? | Open Subtitles | كيف تترك تأليف شيء مثل هذا وتذهب الى الاناشيد وموسيقى الاطفال؟ |
| Kağıt azlığı ve diğer zorluklar beni yazmaktan alıkoydular. | Open Subtitles | نقص الورق مع الصعوبات الأخرى التى نلاقيها فى العمل منعتنى من الكتابه قبل ذلك |