| Ondan sonra da, o çocuklara bir mektup yazman senin için iyi gelebilir onlara üzgün olduğunu belirt kimseleri kalmadı onların artık. | Open Subtitles | ثم يستحسن أن تكتب رسالة قصيرة لهؤلاء الأولاد قل لهم إنك آسف |
| Tekrar olursa, bunun hakkında bir yazı yazman gerekecek. | Open Subtitles | اذا حدث ذلك مرة أخرى ، سوف تكتب المقالات. |
| Daha hızlı yazman konusunda garanti veremem ama umarım birkaç şey öğrenirsin. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أضمن لكم سوف الكتابة بشكل أسرع، ولكن نأمل أن تتعلم بعض الأشياء. |
| Ve bana Depo'nun sistemine nasıl girdiğini detaylı olarak yazman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألم يكن عليكِ أن تكتبي مخطط تقني كامل عن كيفية إختراقك لمستودعي؟ |
| Hayır, bu senin için bir fırsat kendi şarkılarını yazman için. | Open Subtitles | لا,هذه فرصة بالنسبة لك لكتابة الأغاني الخاصة بك. |
| "beni becerin" yazman yaz hadi, durma sonra şu kapıdan çıkmanı istiyorum ve sokakta yürümeni ve becermek isteyen birileri olursa | Open Subtitles | أن تكتب عني في ذلك البرنامج اكتب عنه واريد أن تخرج من الباب |
| Sence biraz daha kişisel bir şey yazman gerekmiyor mı? | Open Subtitles | ألا تعتقد بأنك يجب أن تكتب شيء شخصياً أكثر |
| O halde Prudence'a bir özür mektubu yazman gerek ben mektubu ona ulaştırırım. | Open Subtitles | أذاً أريدك أن تكتب رسالة إعتذار لبرودنس وسوف أذهب لأسلمها الرسالة |
| Ve şarkı yazman. Aynı anda hem endişelenip hem de şarkı yazamazsın, değil mi? | Open Subtitles | و تكتب أغنيّة ، لا يمكن أن تكون قلقاً ، و أن تكتب أغنية بذات الوقت ، صحيح؟ |
| Vasiyetini yazman gerek ki her şeyini alabileyim. | Open Subtitles | عليك أن تكتب وصيّتك حتى يمكنني وراثة كلّ مالديك |
| Dört tane şeyi hatırlamak için yazman mı gerekiyor? | Open Subtitles | هل تحتاج الكتابة كي تتذكّر أربعةَ أشياء؟ |
| Okuman yazman olmadığı için yapamadığımı söyledim. | Open Subtitles | أخبرته أنه بسبب أنك لا تتقن القراءة و الكتابة |
| Burada dönen uyuşturucu ile ilgili yazman hakkında diyorum. | Open Subtitles | بشأن الكتابة بشأن كل المخدرات التي تحدث هنا، |
| Eğer geri dönmek istersen bana yazman yeterli. Teşekkürler, Madam. | Open Subtitles | ان أردت العودة في يوم ما فما عليكِ الا أن تكتبي لي |
| Fakat en azından Guy'a yazman için yalvarıyorum. | Open Subtitles | ولكن أتوسل إليك , على الأقل أن تكتبي ل غاي |
| Sonuna duygu ve düşüncelerinle şirketi daha iyi bir hale getirme fikirlerini yazman için. | Open Subtitles | لكتابة أفكارك ومشاعرك وأي أفكر لتحسين الشركة |
| Belki biraz etrafa mektup yazman gerek bir mektup arkadaşı bul. | Open Subtitles | ربّما أنت بحاجة لكتابة بعض الخطابات ابدأ بالمراسلة |
| yazman gerektiğini varsay. | TED | افترض أنه عليك تدوين ذلك. |
| Brick, yazman gerekmiyor. Bunu yapacağız. | Open Subtitles | لن تحتاج أن تكتبها يا بريك سوف ننفذها |
| Ama asla onay alamayacaksın. Tekrar yazman gerekiyor, tamam mı? | Open Subtitles | و لكنك لن تتمكن من إثباتها عليك أن تعيد كتابتها موافق ؟ |
| Ve kabul edenler de sana sadece çocuk pornosu yazman gereken işler sunmazlar. | Open Subtitles | و الذي سيوافق لن يستطيع أن يوفر لك عملاً للكتابة الإباحية للأطفال |
| Birçok muhabir Yemen'e geliyor ve El Kaide ya da terörizme dair bir haber yazman istiyorlar. | TED | العديد من المراسلين يأتون الى اليمن وهم لا يريدون سوى كتابة مقالة عن تنظيم القاعدة او الارهاب |
| Bir şey yazman gerekirse sert bir zemin üzerinde, tek bir sayfaya yaz. | Open Subtitles | لو اردت ان تدون شيئا استخدم ورقه واحده موضوعه فوق سطع صلب |
| İnkar halindesin. Yazı yazman gerekirdi. | Open Subtitles | أنتى تنكرين يجب عليكى أن تكتبى |
| Yarın teslim edebilmem için onu benim için uygun bir şekilde yazman gerek. | Open Subtitles | اريدك ان تكتبيها بشكل صحيح من اجلي حتى استطيع إرسالها غداً |
| Seni dünyada ki herhangi biriyle eşleştirmek için bu uzay çağı bilgisayarını kullanıyorlar, ve sonra onlara yazman için sana bir kalem ve kağıt veriyorlar. | Open Subtitles | كان لديهم كمبيوتر عصر الفضاء هذا الذي كانوا يستخدموه ليصلوك بأي واحد أخر بالعالم وبعدها يعطوك قلم وورقة لتكتبي بهم |
| Oturup yazman anlamına gelir. | Open Subtitles | الآن سيجب عليك أن تجلس وراء الآلة الكاتبة. و أن تبدأ بالكتابة. |