| Hapisteyken, çevresel konular hakkında yazmaya devam etti, aktivistlerin kendi hatalarını yansıtması gerektiğini ve birbirlerini dinlemeleri gerektiğini söyledi. | TED | أثناء فترة سجنه، واصل الكتابة حول القضايا البيئية، مصرحا أنه على الناشطين النظر في أخطائهم والاستماع إلى بعضهم البعض. |
| Bayam Ferris bana yazmaya katkın olmadığını, bütün işi kocasının yaptığını söylediğinde, | Open Subtitles | حينما أخبرتني زوجته أنك لم تساهم في الكتابة وزوجها مارس كل العمل |
| Çok kolay. Sonrasında sahne korkusu hakkında bir şarkı yazmaya başladım. | TED | أمر سهل. لذا بدأت بكتابة أغنية عن المعاناة من رهاب المسرح. |
| Sana niye yazmaya devam ettiğimi bilmiyorum, rahatlamamı sağlıyor sanırım. | Open Subtitles | لا أعلم لماذا أستمر بالكتابة لكِ, لكني أصدق بأنه يساعدني. |
| yazmaya başladım, yazdım ve yazdım. Sonunda 72 farklı veriyi birleştirdim, | TED | فبدأت أكتب و أكتب و أكتب، وفي النهاية، جمعت 72 معلومة. |
| Bu benim hayatımdaki çelişki olup beni gerçekten rahatsız eder ve beni şu kitabı yazmaya yönlendirir, Balıkları Boğulmaktan Kurtarmak. | TED | هذا هو الغموض في حياتي الذي يزعجني حقا وقادني لكتابة كتاب أسمه انقاذ سمكة من الغرق. |
| yazmaya devam ediyor, daha da karanlık bir istikamete yöneltiyorduk. | Open Subtitles | كنت أستمر في الكتابة وذلك قادني إلى أماكن أكثر ظلمة |
| Lütfen cinayet var de yoksa yazmaya devam etmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | أرجوكِ أخبريني أنّ هناك جريمة قتل، عدا ذلك فإنّي سأواصل الكتابة. |
| yazmaya başlar başlamaz, kendi şiir ve hikâyelerimi yazmaya başladım. | Open Subtitles | وبمجرد أن أمكنني الكتابة بدأت في كتابة قصائدي وقصصي الخاصة |
| Ancak kötü bir diz bu işi bitirdi. Onun yerine kitap yazmaya başladım. | Open Subtitles | ولكن ألم في الركبة أنهي ذلك، لذا بدأت في الكتابة عوضا عن ذلك |
| Bence kendin hakkında yazmaya çalışıyorsun Ve konuyla ilgili hiçbir fikriniz yok. | Open Subtitles | أعتقد أنّك تحاولين الكتابة عن نفسك وليس لديك أي فكرة عن الموضوع |
| Ve Steve Gullans'la beraber yazmaya başladığımda bunu düşünmemiştim. | TED | ولم أكن أفكر في هذه حين بدأنا في الكتابة أنا و ستيف جالانس. |
| Klübe mektuplar yazmaya başladı; Lickety Split, Snookie's Sugar Bowl. | Open Subtitles | بدأ بكتابة الرسائل لنوادى نيويورك ليكتى سبيليت ،سنوكى شوجرز باول |
| Klübe mektuplar yazmaya başladı; Lickety Split, Snookie's Sugar Bowl. | Open Subtitles | بدأ بكتابة الرسائل لنوادى نيويورك ليكتى سبيليت ،سنوكى شوجرز باول |
| yazmaya devam ediyordu ki, sonra biraz ortadan kayboldu. | TED | وكانت مستمرة بالكتابة ثم في يوم ما، اختفت لفترة. |
| Uzun sürdü, ama sonunda bazıları annelerine, arkadaşlarına, kız arkadaşlarına yazmaya başladılar. | TED | وهذا استغرق وقتا طويلا الى ان بدأ بعضهم بالكتابة الى امهاتهم ، اصدقائهم ،و حبيباتهم. |
| Aynı şey kitabımı yazdığımda oldu. Kitabı yazmaya başladım. İlk bölümü yazdım. Harika olduğunu düşünüyordum. Veriler ve rakamlarla doluydu. Anaerkil Maasai kabileleri ve onların sosyolojik kalıplarına dair üç sayfam vardı. | TED | نفس الشيء حدث حينما كنت أكتب كتابي. بدأت في الكتاب، كتبت الفصل الأول، كنت أعتقد أنه مذهل، كان مليئا بالبيانات و الأرقام كانت هناك ثلاث صفحات عن قبائل الماساي وعن أنماطهم الإجتماعية. |
| Daha çok yazmaya başladım, tasarım takımı toplantılarına katıldım, daha fazla fikir önerdim ve sahne düzenlemelerde yardım ettim. | TED | بدأت أكتب أكثر، حضرت اجتماعات فريق التصميم، أضفت أفكارًا، وشاركت في إخراج المشاهد. |
| Bilgisayarımı açtım, Google'a girdim ve yeni kliplerimi yazmaya hazırlandım. | TED | لقد قمت بتشغيل الكمبيوتر وفتحت غوغل لأستعد لكتابة مقاطع الأخبار الخاصة بي. |
| Hayatımı değiştiren şefe hediye olarak birkaç sene sonra koro için bir parça yazmaya karar verdim. | TED | قررت ان اكتب قطعة للجوقة بعد بضع سنين كهدية لقائد الجوقة الذي غير حياتي |
| "ı düşündüm. Lise son sınıftayken, genç okuyucular için kitaplar yazmaya başladım. | TED | وبدأت كتابة الكتب للقراء الصغار عندما كنت في السنة الأخيرة من الثانوية. |
| yazmaya oturduğumda bu hapishane... duvarlarının dışına çıkabiliyorum. | Open Subtitles | وهي أشد قوة مما يمكن أن تكونه القبضة في كل مرة أجلس فيها للكتابة أشعر بأنني أرتفع فوق أسوار السجن |
| seninle ,şu yazmaya çalıştığım önsöz hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد حقاً محادثتكي عم تلك المقدمه التي أحاول كتابتها |
| Bununla bir ilgim olduğunu mu sanıyorsun? Kitap yazmaya devam etmelisin. | Open Subtitles | إن كنت تعتقد أن لي علاقة بذلك فعليك التزام تأليف الكتب |
| yazmaya başlasam iyi olacak. | Open Subtitles | أفترض أنه يتعين على أن أقوم ببعض الكتابه أولاً |
| Birkaç yıl önce blogda yazmaya karar verdiğim konu buydu. | TED | و هذا ما قررت كتابته على المدونة قبل سنتين |
| Gücü yazmak ilk olarak yazmaya ve değişimin yazarı olmaya hakkın olduğuna inanmanı gerektirir. | TED | لتكتب يجب أولًا أن تؤمن أن لديك الحق لتكتب، لتكون كاتبًا للتغيير. |
| Coleman ile tanıştığımızdan sonraki yıl kitabını yazmaya başladı. | Open Subtitles | فى العام الذى تلى مقابلتى لكولمان العام الذى أستغرقه فى تدوين كتابه |
| ..ve yazmaya koyulan bir kişi, kendi hayatının killerini kullanacaktır.. | Open Subtitles | وكل من يجلس ليكتب سيستخدم عصارة حياته هو |