| Söylüyorum sana, yarın sabah gidip görün, söyle yeğenine. | Open Subtitles | أؤكد لك، أنّك سوف تتباهى غدًا وتخبر ابن أخيك. |
| Özetle, annene, kardeşine ve yeğenine olan hislerin hakkında uzunca konuşmuştuk. | Open Subtitles | حسناً, إذا أعدت السؤال لقد تحدثنا طويلاً عن مشاعرك تجاه أمك أخوك و ابن أخيك |
| Ama bizim düşüncemize göre vasiyeti yeğenine kalacak, Meleagre'a. | Open Subtitles | ولكننا نعتقد بأنها ستكون فى صالح ابن أخيه ,مليجرى |
| Hasta yeğenine bir hayrın dokunurdu işte, fena mı? | Open Subtitles | و لا العروض, وتترك ابنة أخيك التى لديها ماجيستير العلوم؟ |
| Binadaki herkese karşı ne kadar nazik olduğunu biliyorum ve yeğenine karşı, | Open Subtitles | أرى كم أنت لطيف مع سكّان البناية ومع ابن أختك |
| Oscar'ın yeğenine yüklü bir bağış yaptım... Walkathon için. | Open Subtitles | لقد قدمت تبرعاً لحفل سير ابن أخ (أوسكار) الخيري |
| Hırsızlar, yükü burada boşaltıp ABD'de satana kadar Pitt'in yeğenine gidecek değerli parçaları, Pitt'in valizinde saklamışlar. | Open Subtitles | المحتالون هناك قاموا بتخزين البضاعه فى حقائب بيت حتى يقوم ابن أخته بتفريغها هنا وتخزينها حتى يصلوا الى هنا |
| Belki de yeğenine biraz para verip kendi evini yaptırmalısın. | Open Subtitles | ربما يمكنك الحصول على ابن شقيق الخاص لقرض لكم بضعة دولارات وإصلاح عن مكانك. |
| Burda oturup hikayenin sonunun yeğenine karşı bir şiddet eylemi patlamasıyla biteceğini korkuyla bekliyordum. | Open Subtitles | أجلس هنا وأنا أفزع من نهاية القصة ما يتضمّن انفجارك بالقيام بعمل ! عنيف تجاه ابن أخيك |
| - Git, yakışıklı yeğenine bir bak. | Open Subtitles | اذهبي لرؤية ابن أخيك الجديد |
| Amcadan bahsedelim adam bağış yaptı ve yeğenine hemen bir yer bulundu. | Open Subtitles | ياله من عم رائع يتبرع بماله و ابن أخيه يحصد |
| Çünkü sadık bir Angela Lansbury hayranı olmakla kalmayıp gördüğünü beğendi ve gizli bir kayıt yapıp Williamsburg Konser Salonunda çalışan yeğenine vardı. | Open Subtitles | ,لأنه ليس كان معجب مخلص لـ"انجيلا لانزبري "فحسب لكنه أُعجِب بما رأه ونشره ومرره إلى ابن أخيه , الذي يعمل |
| Lakin kuzenin Milan Dükü'nü yeğenine adalet göstermesini söyleyebilirsin, bakalım bize karşı mı hareket edecek. | Open Subtitles | لكن يمكن أن تعلم (قريبك دوق (ميلان بأننا يمكن أن نرى عدالة قضية ابن أخيه |
| yeğenine, annesini ne kadar çok sevdiğini anlatabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تخبر ابنة أخيك كم أنّك اكترثت بأمها |
| Bir Crescent'ım, yeğenine en yakın olan şey büyükannesi olmalı. | Open Subtitles | من معشر (الهلال)، وأقرب شيء تملكه ابنة أخيك لوالدة جدَّة. |
| - Git yeğenine yardım et. | Open Subtitles | -اذهبي وساعدني ابنة أخيك . |
| Sen yeğenine nasıl selam verileceğini öğretmedin mi? | Open Subtitles | إنك لم تعلم ابن أختك كيف يلقي التحية ؟ |
| Ian, Nazi yeğenine kahvaltı hazırlar mısın? | Open Subtitles | إيان)، هلا، أعطيت ابن أختك النازي) بعض الطعام |
| ve Joseph Bostanesku'nun yeğenine ateş açtığını ve ayrıca Polis istasyonunda nasıl özgürce dolaşabildiğinizi merak ediyorum. | Open Subtitles | ثم يستجوب و يحرق ابن أخ (باستو ناسيو) -و ثم يتجول طليقاً في مركز الشرطة |
| Belki yeğenine sormalısınız. | Open Subtitles | ربما يجب عليك سؤال ابن أخته |
| Ama sonra benim bölgemi mal sahibinin yeğenine verdiler. | Open Subtitles | ثمّ أعطوا منطقتي إلى ابن شقيق المالك |
| yeğenine yardımının dokunmasına izin verilmediği gibi dayın bu şerefi kabul etmeye zorlandı. | Open Subtitles | خالك، بدلا من ان يسمح له بان يكون ذا اهميه لابنة اخته، قبل بان يحظى بالامتنان والشكر فقط. |
| Bak.. bu sıradan bişey değil Niles parasını yeğenine vermişse.. | Open Subtitles | .اسمع (تحتاج إلى وثيقة يصرح فيها (نايلز بأنه يرغب في أن يذهب ماله إلى ابنة أخيه |
| Harika biri. Ağabeyinin cenazesinden sonra buralarda takıldı ve yeğenine yardım etti... | Open Subtitles | إنـّه رجلٌ رائع، و أتمنّى أنّ يكون موجوداً يجنازة أخيه لمعاضدة إبن أخيه |