| Sahra binlerce yıl önce yeşilken... yağan yağmurlar derinlere sızdı. | Open Subtitles | هطلت الامطار منذ الالاف السنين, عندما كانت الصحراء خضراء وانحدر الى عمق الارض |
| Sen, kaptan 4 parmak şu yeşil fasulyeleri hâlâ yeşilken tavaya koy! | Open Subtitles | أنتِ يا كابتن الأربع اصابع اخرجي الفاصولياء الخضراء من المحرقه وهي لا تزال خضراء |
| Sadece yazın yeşilken değil, kışın kar yağdığında da güzel. | Open Subtitles | "ليس فقط وأنتِ خضراء, عِندما يتّقِد الصَيف, ولكن فى الشتاء عِندما يسقط الثلج". |
| Kargalar bile incire yeşilken dadanmaz. | Open Subtitles | "لا يصيح حتى أن تنقر على البرسيمون التي لا تزال خضراء." |
| Bu toprakları yeşilken hiç görmedim. | Open Subtitles | لن أشاهد هذه الأرض عندما كانت خضراء |