| Bir şeylere yoğunlaştığımda yemek yemeyi unutuyorum. Sonra da başım ağrıyor. | Open Subtitles | إن ركزت بشئ أنسى تناول الطعام فأصاب بصداع من الجوع |
| Boğazı kapandığında yemek yemeyi daha yeni bitirmişler. | Open Subtitles | عندما انغلق حلقها كانا قد انتهيا من تناول الطعام |
| Ona gece yarısından sonra yemek yemeyi yasakladılar ve şu anda yabancı bir yerde çenesi ses çıkarıyor ve korkmuş durumda. | Open Subtitles | لقد منعوه عن الأكل بعد منتصف الليل وهو جائع الآن، وهو في أرضٍ أجنبية ومازل فكّه يصدر أصواتاً وإنّه فزعٌ جداً |
| Çalışmak da istemiyorsun, yemek yemeyi de konuşmak bile istemiyorsun. | Open Subtitles | لا تريد أن تعمل و لا تريد أن تأكل و لا تريد التحدث أيضاً |
| Yakın bir zamanda orada yemek yemeyi düşünmüyoruz değil mi, Nicholas? | Open Subtitles | لن نأكل هناك في أي وقت "نيكولاس" |
| Evet, bayılırım. Çünkü yemek yemeyi severim ve ağzımı şaşırtmak isterim. | Open Subtitles | نعم, احبه, لأني كما تعلمين احب الاكل واحب مفاجئة فمي |
| Gece gündüz onunla uğraştı, yemek yemeyi bile unutuyordu sonunda çok güzel bir şeye dönüştürdü. | Open Subtitles | كان يعمل عليها ليل نهار و ينسى أن يأكل حتى أصبحت رائعة الجمال |
| Farkına vardım ki, aynı dozda kullandığımda yemek yemeyi, alkol almayı bayılmadığımı fark ettim. | Open Subtitles | إكتشفت أني لو حافظت على جرعه متوازنه و تذكرت أن آكل و لم أشرب كحوليات فقدان الذاكره لا يحدث |
| İnsanlar burada yemek yemeyi neden seviyorlar biliyor musun? | Open Subtitles | اتعرفين لماذا يحب الناس تناول الطعام فى هذا المكان ؟ |
| yemek yemeyi bıraktığımda, herkes ne istersem onu yapmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | لقد توقّفتُ عن تناول الطعام ومن ثم بدأ الجميع بتنفيذ ما أقوله. |
| O gece bahsetmeyi unuttuğum diğer sevdiğim şeyler. Ben mesela geç saatte yemek yemeyi severim. | Open Subtitles | حقائق أخرى قد أكون أغفلتُها تلك الليلة أنّي مثلاً أحبّ تناول الطعام في وقتٍ متأخّر. |
| Size çatal bıçakla yemek yemeyi öğreteceğim. | Open Subtitles | انا ذاهب لتعليم كيفية تناول الطعام باستخدام السكاكين. |
| Akşam 8'den sonra yemek yemeyi sevmiyordun hani? | Open Subtitles | كنت أعتقد انك لا تحب تناول الطعام بعد الثامنة |
| yemek yemeyi birden mi bıraktı? | Open Subtitles | على سبيل الإفتراض ، هل توقفت عن الأكل فجأة ؟ |
| Margaret yemek yemeyi bırakalı Mona bir şey pişirmiyor. | Open Subtitles | لم تعد تطبخ مونا منذ أن توقفت مارغريت عن الأكل |
| yemek yemeyi istiyorsan akşam yemeği için giyinmesi için onu vaktinde eve getir. | Open Subtitles | أوصلها للمنزل في قبل العشاء إذا كنت تريد أن تأكل |
| En azından yemek yemeyi unutma! | Open Subtitles | حسناً، على الأقل تذكّر أن تأكل |
| Yakın bir zamanda orada yemek yemeyi düşünmüyoruz değil mi, Nicholas? | Open Subtitles | لن نأكل هناك فى أى وقت "نيكولاس" |
| Yakın bir zamanda orada yemek yemeyi düşünmüyoruz değil mi, Nicholas? | Open Subtitles | لن نأكل هناك فى أى وقت "نيكولاس" |
| Görünüşe göre, mutfağım yerine burada yemek yemeyi misafir odamda uyumak yerine arabada uyumayı tercih ediyorsun. | Open Subtitles | ومن الواضح انكى تريدى الاكل هنا بدل من المظبخ وتريدين النوم فى السيارة افضل من غرفة نومى الاضافية |
| Campos orada yemek yemeyi ve iş konuşmayı çok seviyor. | Open Subtitles | (ذلك هو المكان الذي يحب (كامبوس أن يأكل ويجري أعماله |
| Çok yoğun olduğumda da yemek yemeyi unutuyorum bazen. - Seni yorduğumuz için özür dileriz doktor. | Open Subtitles | أحياناً أنسى أن آكل حين أكون مشغولة آسفة على المتاعب ، دوك |
| Hiçbir zaman doğru yemek yemeyi ve yıkanmayı öğrenemedin. | Open Subtitles | لم تكن تعلمين كيف أن تأكلي و لم تتعلمي كيف أن تستحمي |
| Çünkü biriyle birlikte yemek yemeyi tercih eden tek canlı salyangozlar değil. | Open Subtitles | لأن الحلزونات ليست الكائنات الوحيدة التي تفضل الأكل في جماعة |