| yemekhanede yaptigin o sacmalik neydi dostum? | Open Subtitles | ماهي تلك الترهات التي سمعتها في قاعة الطعام ؟ |
| İstediğiniz gibi, tutukluların yemekhanede toplanması emrini verdim. | Open Subtitles | جمعتُ المحتجزين في قاعة الطعام كما طلبتَ تماماً |
| Önemli olan, yemekhanede yaygara koparmamaktır. | Open Subtitles | واهمّ شيء أن لا تصنع مشهداً في الكافتيريا |
| Şu renkli herif nalları diktiğinde yemekhanede miydim? | Open Subtitles | أكُنتَ موجوداً في الكافيتيريا عندما ماتَ ذلكَ الشَخص؟ |
| yemekhanede bir sorun var. | Open Subtitles | تحدث هناك مشكله فى الكافيتريا |
| yemekhanede veya dua odasında çekmek üzere cezalar alacaksınız. | Open Subtitles | و ستُكفّرن عنها في حجرة الطعام أو في الكنيسة. |
| Bugün yemekhanede güzel şeyler vardı. | Open Subtitles | عندهم أحسن الأشياء في الكافتريا اليوم |
| En son yemekhanede görüldüler. çabuk. | Open Subtitles | شُوهدوا للمرّة الاخيرة في قاعة الطعام. هيا بنا. |
| yemekhanede Bayan Glendenning hakkında konuşuyorlar mı? | Open Subtitles | هل هناك أقاويل في قاعة الطعام عن الآنسة جلادينينج ؟ |
| Sonra 06:20'de yemekhanede kahvaltı ederiz 07:10'da odalarımızı toplarız... | Open Subtitles | ,يتبع ذلك, على السادسة و 20 نتناول الطعام في قاعة الطعام ثم تحضير الغرف على .السابعة و عشر |
| Düşman kabukları yemekhanede yangın. | Open Subtitles | اندلع حريقٌ في قاعة الطعام من قذائف العدو. |
| 24 adamı yemekhanede görevlendirmişsin. | Open Subtitles | سمعت بأنك وضعت 24 رجلاً للعمل في قاعة الطعام لمدة اسبوع |
| Benim yemekhanede kiminle konusup konusamayacagim hakkinda? | Open Subtitles | عن من المسموح بالتحدث معه أو لا في الكافتيريا ؟ |
| Görünen o ki, yemekhanede olan bir şey ile ilgisi var. | Open Subtitles | على ما يبدو، للأمر علاقة بشيءٍ حدث في الكافتيريا مُؤخراً؟ |
| Peki o zaman evinde ve yemekhanede gördüğümüz şeyi sen mi yaptın? | Open Subtitles | إذن ما رأيناه في منزلك، ذلك الحدث في الكافتيريا... أكنت أنت الفاعل؟ |
| Sadece bir dakika sürdü ama yemekhanede söylediklerin kalın kafama işlemeyi başardı. | Open Subtitles | لقد تطلَّبَ الأمر مني دقيقة للتفكير لكن ما قُلتَهُ في الكافيتيريا بدَأ يخترقُ دماغي السميك |
| Bilmem, belki yemekhanede soğan halkaları yemişlerdir. | Open Subtitles | لا أعلـم، ربما لديهم بعض حلقات البصل فـي الكافيتيريا |
| Babanla yemekhanede ton balıklı sandviçini eteğime kazara döktüğünde tanışmıştım. | Open Subtitles | أتعلم, التقيتُ بوالدك عندما ألقى بشطيرته عليّ في الكافيتيريا |
| yemekhanede beş kişi var. | Open Subtitles | لكن لدينا خمس فى الكافيتريا... |
| Bu bağlılıktan kurtulmak için Tanrı'dan yardım isteceksiniz... ve yemekhanede rahibelerin ayaklarını öpüp ekmek dileneceksiniz. | Open Subtitles | عليكما أن تطلبا العون من الربّ لتجاوز هذا التعلّق .. قبّلا أقدام الراهبات و استجديا رغيفكما في حجرة الطعام. |
| Üniversiteler fuarı bugün yemekhanede yapılacaktır. | Open Subtitles | "سيستمر الاشتراك في مهرجان الجامعات..." -طيلة اليوم في (الكافتريا " )" |
| yemekhanede bana baktığını gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتك و أنتَ تنظر لى أنا فى غرفة العشاء |
| yemekhanede oturduk ve tartıştık Başka hangi olaylar gerçekleştikleri tarihte söylenebilir | TED | لذا جلسنا في غرفة الطعام وناقشنا ما القصص الأخرى التي تستطيع الحديث عنها بينما هي في طور النشوء؟ |
| yemekhanede salatam tartılırken, bazen parmağımı terazinin altına koyuyorum. | Open Subtitles | كما أفعل أحيانا في صالة الطعام أضع اصبعي الصغير تحت الميزان عندما يقومون بوزن السلطة خاصتي |