| Ben Hindistan'ın merkezi Yeni Delhi'de bir mülteci kampında doğdum. | TED | لقد ولدت في مستعمرة لللاجئين في العاصمة الهندية، نيودلهي. |
| Ben 1999'da bir deneyle bu soruna dikkat çekmeye başladım, ki bu deney Yeni Delhi'de yaptığım basit bir deneydi. | TED | لقد بدأت في عام 1999 في محاولة لمعالجة هذه المشكلة بتجربة، والتي كانت تجربة بسيطة جدا في نيودلهي. |
| Yeni Delhi'nin varoşlarında bir duvara bir bilgisayar gömdüm. | TED | قُمْت بوضع جهاز كمبيوتر في جدار إحدى الأحياء الفقيرة في نيودلهي. |
| İnsanlara bilgisayar programları yazmayı öğretiyordum, 14 yıl önce, Yeni Delhi'de. | TED | كنت اعلم الناس كتابة برامج الحاسوب قبل 14 عاما في نيو دلهي. |
| Kallikuppam, Yeni Delhi'deki kontrol grubumla beraber eğitimli bir biyoteknoloji öğretmeni olan özel bir okul seviyesini yakaladı. | TED | كالكوبم التحقت بمستوى مدرستي في نيو دلهي مدرسة للأغنياء بها استاذ علوم احياء متدرب. |
| İster Yeni Delhi'de, ister New York'da olayım... Hindistan'daki haberler, akıllı telefonumdaki uygulamanın içinde yer alan yayınlardan biri. | TED | أخبار من الهند تيار في بلدي التطبيق الذكي وأنا سواء في نيويورك أو نيو دلهي. |
| Bu şehir, başkentimiz Yeni Delhi'de olabilir. | Open Subtitles | تلك المدينةِ يُمْكِنُ أيضاً أَنْ تكون عاصمتَنا، نيودلهي. |
| Bir gün dertsiz bir bekârken, sonraki gün evli ve mini kriket maçi için minibüsüyle Yeni Delhi'nin kenar mahallelerinde araba süren birisi oluyorum. | Open Subtitles | . يوم ما كنت عازب هانئ و من ثم أصبحت متزوجا و أقود شاحنة صغيرة إلى مباريات كريكيت صغيرة في ضواحي نيودلهي |
| - Yeni Delhi'deki bakanlıktan birkaç arama vardı. | Open Subtitles | كان هناك عدد قليل من المكالمات الهاتفية من الوزارة في نيودلهي. |
| Uçağı Yeni Delhi'ye dönderin. | Open Subtitles | إيقاف هذه الطائرة حول العودة إلى نيودلهي. |
| Bir grup deney var. İlki, Yeni Delhi'de 1999'da yapıldı. | TED | الأولى أُجريت في نيودلهي عام 1999. |
| Puanları 50 ye yükseldi, ki bu puan Yeni Delhi'nin gösterişli okullarındaki biyoteknoloji öğretmenlerinin yardımıyla alınan puana eşitti. | TED | وإرتفعت العلامات لتصل الى 50 ، وهو ما كانت تحصل عليه المدارس الفاخرة في "نيودلهي"، مع أستاذ تكنولوجيا حيوية مدرّب. |
| O yüzden Yeni Delhi'den trenle gideceksiniz. | Open Subtitles | لذا أنت ستركب قطار في نيودلهي. |
| Tabii ki, Yeni Delhi'de umumi tuvalet kullandığı için... bacağını kesmek zorunda kaldılar. | Open Subtitles | بالطبع ، إنتهى به المطاف بالعمل على غرفة تواليت عامة في نيودلهي وقطعوا له ساقه انت تعرف ... |
| Yeni Delhi hükümeti tüm bu çatışmaları ve akan kanı bir an önce durdurabilmek için yeterli kapasiteye sahip değil gibi görünmektedir. | Open Subtitles | ... ولا ذكر لسيادة القانون .. .... والحكومة الجديدة في نيودلهي |
| Ve tabii ki internet üzerinden bu konuşmayı belki de Boenos Aires ya da Yeni Delhi'den seyredecek olan tüm o insanları da tanımıyorum. | TED | ومؤكد لا أعرف جميع الأشخاص الذين قد يشاهدون هذه المحاضرة على شبكة الانترنت. في مكانٍ ما في بيونس آيرس، نيو دلهي. |
| Burası Madangiri Yerleşim Kolonisi, oldukça gelişmiş bir gecekondu bölgesi ve Yeni Delhi'nin 25 dakika dışında. Bu insanlarla orada tanıştım. Bana birgün boyunca etrafı gezdirdiler. | TED | والتي تدعى مستعمرة مادانجيري والتي فيها مشردون كُثر وتبعد 25 دقيقة عن نيو دلهي في الهند حيث قابلت هذه الشخصيات اللاتي قمن بأخذي بجولة حول المدينة |
| İngiliz bayanı görmek için Yeni Delhi'ye gitti. | Open Subtitles | لقد سافر إلى نيو دلهي ليقابل السيدة الإنجليزية |
| Yeni Delhi'deki Pakistan Büyükelçiliği'ne gitmen gerek. | Open Subtitles | ستضطر للإتصال بالسلطات الباكستانية في نيو دلهي |
| Sonra da mücevherle süslenmiş beyaz bir filin üzerinde Yeni Delhi'ye zaferle döneceğim! | Open Subtitles | و سأعود إلى نيو دلهي منتصرا على صهوة فيل أبيض مزين بالجواهر |