| İlk hatırladığım şey, ormanda uyandığım... kim olduğu veya neler olduğu hakkında hiç bir fikri olmayan yeni doğmuş bir bebek gibi. | Open Subtitles | أول ذكرى لي كانت أني استيقظت في غابة مثل طفلٍ حديث الولادة ، لم يكن لدي فكرة من أكون أو مالذي يجري |
| yeni doğmuş bir bebek o kadar hediyeyi nasıl taşısın? | Open Subtitles | كيف يمكن لطفلٍ حديث الولادة أن يحمل كلّ هذه الهدايا؟ |
| Üzgünüm, fakat değerli yeni doğmuş bebeğimin etrafında onların pis ellerini görmek istemiyorum. | Open Subtitles | ولكنني لا أريد أيديهما المراهقة القذرة أن تكون على طفلي الثمين حديث الولادة |
| Dr. Chen, terk edilmiş, yeni doğmuş bir bebek var. | Open Subtitles | تشين لدي طفلة حديثة الولادة وهي منبوذه ربما عمرها ساعتان |
| yeni doğmuş bir bebeği bu nehre attınız demek ki. | Open Subtitles | ألقيتم طفلا حديث الولادة بهذا النهر، ولذلك سيفي هذا بالغرض |
| Yaklaşık 7m uzunluğundaki yeni doğmuş canlının yüzme yeteneği vardır. | TED | بحجم حوالي 23 قدم، يُصبح صغير الحوت حديث الولادة قادرًا على السباحة. |
| Ben yeni doğmuş bir vampirdim, gecenin güzelliğine ağlayan. | Open Subtitles | كنت مصاص الدماء حديث الولادة يبكي لجمال الليل |
| Ben yeni doğmuş bir vampirdim, gecenin güzelliğine ağlayan. | Open Subtitles | كنت مصاص الدماء حديث الولادة يبكي لجمال الليل |
| Buraya 4 dolar ve yeni doğmuş bebeğiyle gelmiş. | Open Subtitles | أتت لهذا البلد بأربع دولارت في جيبها وولد حديث الولادة |
| Her kozanın içinde yeni doğmuş bir güneş sistemi vardır. | Open Subtitles | داخل كل شرنقة يوجد نظام شمسي حديث الولادة |
| Sürüsü, gebe dişiler de dahil, doymak bilmez çöl avcılarının topraklarında av oluyorlar, ve onlar için yeni doğmuş devenin taze eti gibisi yok. | Open Subtitles | قطيعه , يتضمن إناث حوامل هي الان في أرض الصيد لوحشٍصحراويشرس، ولا تُحبُّ أكثر من لحم الجمل حديث الولادة. |
| Karısının ve yeni doğmuş bebeğinin bir gemi seyahatinde ortadan kaybolduğunu rapor etmiş. | Open Subtitles | انه ملىء تقرير يقول ان زوجته و طفلتها حديثة الولادة فقدوا فى رحلة خارج البلاد. |
| yeni doğmuş bebekler çok fazla bir şey yapamazlar ama gerçekten iyi oldukları tek şey emmektir. | TED | الأطفال حديثي الولادة لا يمكنهم القيام بالكثير من الأشياء، عدى شيئا واحدا يجيدونه حقا ألا وهو المص. |
| Şimdi bu paha biçilmez Faberge paskalya yumurtasını ortaya koyacağım, yeni doğmuş, hemofili çocuğumun yanına. | Open Subtitles | والآن سوف أقوم بوضع هذه البيضة التي لا تقدر بثمن في الوسط بجانب طفلي المولود حديثا والمصاب بالنزف ـ هل هذه ملكك؟ |
| Bir yudum beni yeni doğmuş, şaşkın buzağıya çevirir. | Open Subtitles | رشفة واحدة جعلتني أترنح كالعجل المولود حديثاً |
| yeni doğmuş bir bebeğin poposundaki şaplak izi gibi pembe. | Open Subtitles | أنا أعنى الوردى كلون الوليد المضروب حين ولادتة |
| Bana hasta, yeni doğmuş bir bebek olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد أخبرتني بأن لديك مولود جديد مع كتلة باضع |
| Tıpkı ayağını bulmaya çalışan yeni doğmuş bir öküz yavrusu gibiydi. | Open Subtitles | لقد كان مثل ياك مولود حديثاً يحاول أن يجد قدمه |
| yeni doğmuş yavru gibisin. | Open Subtitles | حسناً, أنا لا أقوله فقط أنت كهرةٍ مولودة حديثاً |
| O (oğlan) çırılçıplaktı, yeni doğmuş gibiydi. | Open Subtitles | كان عارياً، عارياً تماماً كمولود جديد |
| Çizmenin içi yeni doğmuş fare kaynıyordu. | Open Subtitles | كان الحذاء ملئ بالفئران الوليدة المرتبكة |
| Evet, seni yeni doğmuş bir bebek gibi çıkarıyordum. | Open Subtitles | نعم، اخرجتها منك مثل المولود الجديد. |
| ama yeni doğmuş bir çocuk kadar güzel ve kusursuz bir şey | Open Subtitles | لكن شيء جميل و رائع مثل طفل حديث الولاده |