| Önemli olan O'nun Yenidoğan ölümü davasını almasıydı. | Open Subtitles | الشيء المهمّ هو أنها قبلت بقضيّة وفيّات الأطفال الرضّع |
| Yenidoğan ölümü davasında rüşvet vermekten. | Open Subtitles | لقيامه بتقديم رشوة في قضيّة وفيات الأطفال الرضّع |
| Benimler birlikte Yenidoğan ölümü davasına takıl. | Open Subtitles | -كوني بجانبي في قضية وفيات الأطفال الرضّع |
| Yenidoğan sağlığı üzerine yaptığımız bazı çalışmalardan örnek vererek başlayayım. | TED | سأبدأ بمثال من بعض العمل الذي عملناه على صحة حديثي الولادة. |
| Yenidoğan hastalıklarının tedavisi için inanılmaz bazı teknolojiler geliştirdiler. | TED | لقد صنعوا تقنيات رائعة لمعالجة أمراض حديثي الولادة. |
| Onkolojide olabilir, Yenidoğan yoğun bakımda olabilir. | Open Subtitles | ربما لقسم الأورام وقسم العناية المركزة للأطفال حديثي الولادة |
| Yenidoğan ölümü davası. | Open Subtitles | قضية وفيّات الأطفال الرضّع تلك |
| Bana Yenidoğan ölümü hakkında sorular sordu. | Open Subtitles | لقد سألتني عن قضية وفيّات الأطفال الرضّع! |
| Benimler birlikte Yenidoğan ölümü davasına takıl. | Open Subtitles | -كوني بجانبي في قضية وفيات الأطفال الرضّع |
| Yalnızca bir fikirdi. Ellen'ın Yenidoğan ölümü davasını sevdim. | Open Subtitles | تروقني قضيّة (إلين) الخاصّة بوفيّات الأطفال الرضّع |
| Bir de Patty, Yenidoğan ölümü olayındaki ilk şikayetçi yarın seninle görüşmeye gelecek. | Open Subtitles | و يا (باتي)، المدّعي العامّ الرئيسي في قضيّة وفيات الأطفال الرضّع قادمة لمقابلتك غداً |
| Yenidoğan ölümü davasını alma. | Open Subtitles | لا تقبل قضية وفيات الأطفال الرضّع! |
| Yenidoğan ölümü davasını alma. | Open Subtitles | لا تقبل بقضيّة وفيّات الأطفال الرضّع! |
| Patty bana yine Yenidoğan ölümü davasını sordu. | Open Subtitles | سألتني (باتي) عن قضية وفيّات الأطفال الرضّع مجدّداً! |
| Bir de Patty, Yenidoğan ölümü olayındaki ilk şikayetçi yarın seninle görüşmeye gelecek. | Open Subtitles | و يا (باتي)، المدّعي العامّ الرئيسي في قضيّة وفيات الأطفال الرضّع قادمة لمقابلتك غداً |
| Yenidoğan yoğun bakım servisindeki bebeklerin ailelerinin gözünde bir melek. | Open Subtitles | كان يُنظر إليها كملاك من قبل أباء الأطفال الذين تراعهم في وحدة العناية المركزة للأطفال حديثي الولادة. |
| Onlar da " Yenidoğan sarılığı üzerinde çalışalım" dediler. | TED | وقالوا،"حسناً لنعمل على يرقان حديثي الولادة." |
| Bu sabah Yenidoğan YBÜ'ne girmesini yasaklamıştım. | Open Subtitles | طردته من وحدة العناية المركزة للمواليد هذا الصباح |
| Yenidoğan bir bebeğin diline şekerli su damlatırsanız opioid beğenme sistemi adeta ateş çıkarır. | TED | لو سكب أحدكم ماء سكري المذاق على لسان رضيع مولود حديثًا، فيطلقُ نظام الرغبة الأفيوني ما يشبه الألعاب النارية. |
| Bu Kathmandu,Nepal'de bir Yenidoğan yoğunbakım ünitesi. | TED | لذا هذه وحدة العناية المكثفة لحديثي الولادة في كاتماندو، نيبال. |