| Başına gelen onca şeyden sonra madde bağımlılığına yenik düşmen anlaşılabilir bir şey. | Open Subtitles | لا بأس يمكنني أن أتفهم سبب وقوعك فريسة للمخدرات :فبعد كل ماقاسيته من |
| Çünkü bu, aksi taktirde ayrımcı işe alma metotlarına yenik düşecek olan kadın yönetmenlerle yöneticilerin tanışmasını sağlıyor. | TED | لأنه يعرض أو يقدم المديرين التنفيذيين للمخرجات الإناث اللاتي يقعن فريسة لممارسات التوظيف الإقصائية. |
| Bir kez daha, aile sevgisi, güce yenik düşer. | Open Subtitles | مرة أخرى يقع الحب العائلي فريسة لصراع السلطة |
| Örneğin, göğüs kanseri olan bir kadın hasta hastalığa göğsünde bir kitle olması nedeniyle yenik düşmez. | TED | على سبيل المثال، مريضة مصابة بسرطان الثدي لا تستسلم للمرض ببساطة لمجرد وجود كتلة على ثديها. |
| İstediğin kadar savaş Batman ama korkuya yenik düşeceksin. | Open Subtitles | قاتل كما شئت باتمان لكن لابد ان تستسلم لمخاوفك |
| New York'da yedi kisinin fazla sicaklara yenik düstügü bildirildi. | Open Subtitles | في مدينة نيويورك، سبعة أشخاص لقوا مصرعهم بعد أن استسلموا بسبب درجة الحرارة المرتفعة |
| Irkımızın bireyleri insani duygulara yenik düşüyor. | Open Subtitles | أفراد نوعنا يسقطون فريسة للمشاعر الإنسانية |
| İçgüdülerine yenik düşmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريدها أن تقع فريسة لغرائزها |
| Güven bana, Kripke benim psikolojik savaşım karşısında hemen yenik düşecek. | Open Subtitles | تلك ليست ثقة زائدة تلك مشاهدة ثق بي ، "كريبكي" سيسقط فريسة سهلة |
| Hayır, duygusal baskına yenik düşeceğimi sanıyorsan, fena halde yanılıyorsun. | Open Subtitles | - قابلتها؟ لا, وإذا اعتقدتي أني سأقع فريسة سهلة لمشاكلك العاطفية فأنت حتما على خطأ |
| Timsahlardan kurtulanların birçoğu nehrin kendisine yenik düşüyor. | Open Subtitles | (الكثير من ينجون من الـ(تماسيح يقعون فريسة للنهر نفسه |
| "Analık duygularına yenik düşme." | Open Subtitles | لا تقعي فريسة لمشاعرك |
| Zamana yenik düşen. | Open Subtitles | فريسة فقط |
| Yorulup isteklerinize yenik düşseniz de vazgeçmeyin. | Open Subtitles | إذا ما ضَعُفت و امتلكتك النزوات'، لا تستسلم. |
| Nefretine yenik düşmeyeceğine söz ver. Onu öldürmeyeceğine söz ver. | Open Subtitles | عدني ألّا تستسلم لكراهيتك عدني ألّا تقتلها |
| Kendinizi istikrar cazibesine yenik izin vermeyin. | Open Subtitles | ولا تسمح لنفسك أبداً أن تستسلم لإغراء الأستقرار. |
| Annesinin kedere yenik düşüşünü izledi. | Open Subtitles | رأت والدتها تستسلم للأسى |
| Annesinin kedere yenik düşüşünü izledi. | Open Subtitles | رأت والدتها تستسلم للأسى |
| İnsanların nefrete yenik düşeceğini düşündüm. Dışarıda bu kadar çok umudun olduğunun farkına varmamışım. | Open Subtitles | اعتقدت أن الناس استسلموا للكراهية لم أدرك مدى الأمل الموجود |
| Ama en sonunda Roma'nın kudreti karşısında yenik düştüler. | Open Subtitles | ...لكنهم الآن (قد استسلموا لجبروت (روما |