| Sinirleri onarıp, hücre yenilenmesini sağlayarak, özürlülere yardım etmek istedi. | Open Subtitles | كان يريد مساعدة المعوقين عن طريق تحفيز إصلاح الأعصاب و تجديد شباب الخلايا |
| Arka bahçenin yenilenmesini sağlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | ،لديه ملكيّة مشتركة معي وأنا أحاول تجديد الحديقة الخلفيّة |
| Dinle beni Jack, birimdeki bu arkadaşım bana kontratlarımın yenilenmesini garanti etti. | Open Subtitles | أنصت، صديقي داخل الوكالة هو الرجل الذي يحرص على تجديد عقودي. |
| Mahkemeye gittim. Onlardan duruşmanın yenilenmesini istedim. | Open Subtitles | ذهبت الى المحكمة، لقد طلبت منهم تجديد المحاكمة |
| Nasıl mı? Moleküllerin yenilenmesini sağlayan deneysel bir nanoplazma kullandık. | Open Subtitles | استخدمنا نانوبلازما تجريبية لبدأ تجديد جزئي |
| Dean, ağrı kesicilerin tarihinden önce yenilenmesini istemişsin. | Open Subtitles | اوه.. لقد لاحظت أنك قمت بعمل تجديد مبكر لمسكنات الألم الخاصه بك |
| Biz yaşlandıkça kök hücreler sayıca azalır ve yenileyici özelliğini kaybetmeye başlar, bu da doku yenilenmesini ve organlarımızın temel işlevlerinin devamını etkiler. | TED | وكلما كبرنا في العمر، كلما قل عدد تلك الخلايا الجذعية كما أنها تبدأ في خسارة قدرتها على الانقسام، مؤثرة بذلك على تجديد الأنسجة وقدرتها على المحافظة على وظائف أعضائنا الأساسية. |