| Efendimi yenmek için yaptığın her şey onu daha da güçlendiriyor. | Open Subtitles | كل شيئ تفعله في محاولة سعيك لهزيمة سيدي فقط يجعله أقوى |
| Çünkü düşmanı yenmek için bundan başka bir yol yoktu. | Open Subtitles | هو فعلها لأنه إعتقد بأنه كان الطريق الوحيد لهزيمة العدو |
| İyi eğitilmiş bir yarış atını yenmek için sahip olduğun ham yetenekten fazlasına ihtiyacın var. | Open Subtitles | تحتاج لاكثر من موهبه فجه وهى لديك لتهزم فرس سباق محترف ومدرب يحتاج الامر الى مهاره |
| Gerçekten beni yenmek için gücüne sahip mi? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنك تمتلكين القوة للقضاء علي ؟ |
| Walter'ın Gözcüler'i yenmek için olan planı her neyse işe yarayacaktır. | Open Subtitles | أعتقد أنّ الخطّة أيًّا تكن للتغلّب على المراقبين، فسوف تعمل. |
| Kitapta onları yenmek için bir plan var ve hepiniz bunun parçası olabilirsiniz. | Open Subtitles | و يحتوي على خطة لهزيمتهم و يمكنكم جميعا أن تكونوا جزءا منها |
| Perseus, Gorgon'u yenmek için gönderildiğinde ona cennetten 4 hediye verilmişti: | Open Subtitles | عندما أرسلت بريسيوس لهزيمة الجورجيين كان مسلحا بأربع هدايا من السماء |
| Fransa'yı yenmek için en iyisi göreve odaklanmaktır. | Open Subtitles | يجب أن تركز على هذا الواجب لهزيمة الفرنسيين |
| Tahta bir çubuk üzerinde duracaksın ve Hanks'i yenmek için hiçbir lanet şansın yok, evlat. | Open Subtitles | انت تسير بعكاز و ليس لديك فرصة لهزيمة هانكس |
| Muhammed'in yenmek için düşmanlara yardım ettiler. | Open Subtitles | المصادرالإسلامية تؤكد أن اليهود قاموا بمساعدة العدو فى محاولة لهزيمة محمد |
| Ama şimdi yeni bir hedefim var. Sana babamı yenmek için yardım etmeli, ve dünyaya dengeyi sağlamalıyım. | Open Subtitles | و لكن الآن لدي دافع جديد, يجب أن أساعدك لتهزم والدي و تعيد النظام إلى العالم |
| Çakalı yenmek için çakal olmalısın. | Open Subtitles | لتهزم ذئب، يجب عليك أن تكون ذئب. هذا ما أعتقدت انكِ ستقولين هذا. |
| Ve Titans yenmek için bize zaman satın alma, her ne kadar biz gelen gücü alacağım nerede bilmiyorum. | Open Subtitles | و يوفر لنا الوقت للقضاء على الجبابرة و لكنني لا أعلم من أين سنأتي بالقوة |
| Şimdi serum sadece Kötü Kraliçeyi yenmek için değil. | Open Subtitles | الآن لا نحتاج المصل فقط للتغلّب على الملكة الشرّيرة |
| Sonra onları yenmek için kendi silah sistemlerini kullanacağız. | Open Subtitles | وبعد ذلك سنستعمل نظم أسلحتهم لهزيمتهم |
| Ama geçmişte kaldı. Ama şu anda erkek arkadaşını kukla gibi oynatan o kadını yenmek için bir şeylere ihtiyacım var. | Open Subtitles | لكنّي أحتاج الآن شيئاً لأهزم الامرأة التي تسيطر على صديقك الحميم |
| Samson bunu bir orduyu kendi başına yenmek için kullandı. | Open Subtitles | استخدم شمشون عظمة الفكّ هذه ليهزم جيشاً بأكمله وهو بمفرده |
| Bende onu yenmek için gerekeni yapıyorum. | Open Subtitles | وأنا أفعل ما عليّ لهزمها. |
| "... Şeytanı yenmek için değil, hayatta kalmak için..." | Open Subtitles | ، ليس لقهر الشر "" و لكن للنجاة منه |
| - Biz yenmek için bir iblis var. | Open Subtitles | لدينا مشعوذ لنقضي عليه |
| İdeolojiyi değil, bizim kapsama politikamızı yenmek için. | TED | لهزم سياسة العزل الأمريكية، لا يتعلّق الأمر بالإيديولوجية. |
| Yazık, yenmek için başka şansım yok. | Open Subtitles | من المؤسف أنك لن تنال فرصة أخرى لهزيمتي |
| Şimdi, size ortak düşmanımızı yenmek için birlikte çalışmayı öneriyorum. | Open Subtitles | الآن,أنا أقترح أن نعمل معاً لنهزم عدونا المشترك |
| Şimdi Titans yenmek için bir yol anlamaya? | Open Subtitles | الآن هل يمكننا أن نجد طريقة لمحاربة الجبابرة ؟ |
| Sadece seni yenmek için mi bu işi yaptığımı sanıyorsun, Peter? | Open Subtitles | هل تعتقد أنني في هذه الوظيفة للتغلب عليك فقط ، بيتر؟ |