| Gardiyan'ı yenmenin tek yolu bu olabilir. | Open Subtitles | ربما تكون الطريقة الوحيدة لهزيمة الحارس. |
| Onu yenmenin tek yolu tüm hastalık kapmış bireyleri öldürmektir. | Open Subtitles | والطريقة الوحيدة لهزيمة فمن قتل جميع الأشخاص المصابين. |
| Ölümü yenmenin tek yolu, onu üzerinize almaktır. | Open Subtitles | الوسيلة الوحيدة لهزيمة الموت هي أن تضع حياتِك على المحك |
| Bir kabadayıyı yenmenin tek yolu, ona karşı gelmektir. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة للتخلص من متطفل, هي الوقوف والتصدي له |
| Yükseklik Korkusunu yenmenin tek yolu, onla savaşmaktır. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة للتخلص من القلق العالي هي محاربته والتغلب عليه ! |
| Onu yenmenin tek yolu çalınan suyu Harikalar Kuyusu'na geri götürmek. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لهزيمته هي بإعادة الماء المسروق إلى بئر العجائب |
| Onu yenmenin tek yolu kurallara uyarak oynamaktan geçer. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لهزيمته هو فعل مثله |
| Evet. O şeyleri yenmenin tek yolu bu. | Open Subtitles | نعم الطريقة الوحيدة لهزيمة هذه الأشياء |
| Kaosu yenmenin tek yolu nedir? | Open Subtitles | معها حق. الطريقة الوحيدة لهزيمة الفوضى؟ |
| Kjartan'ı yenmenin tek yolu onu yiyecekten ve özgürlükten mahrum bırakmak. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لهزيمة (كجرتان) ستكون من خلال حرمانه الأكل والحُريّة |
| Onu yenmenin tek yolu onu parçalamaktan geçiyordu. | Open Subtitles | تحطيمه كان الطريقة الوحيدة لهزيمته |
| Onu yenmenin tek yolu, onun gibi düşünmektir. | Open Subtitles | والطريقة الوحيدة لهزيمته |