| Yerçekimi; yerçekimsel alanın çaprazına eşit olarak dağılmış kütlesiz taneciklerden oluşmuştur. | Open Subtitles | الجاذبية مصنوعة من جزيئات معدومة الكتلة موزّعة بالتساوي حول الحقل الجذبي |
| Kendi yerçekimsel kuyusu içinde kaybolması için ne kadar küçük olmak zorunda? | Open Subtitles | أي صغر ينبغى أن تصل إليه لتختفى في بئر الجاذبية خاصتها ؟ |
| yerçekimsel çekimi gezegeni sallantıdan bizi de hiddetli iklim sapmalarından kurtarır. | Open Subtitles | شدّه الجذبي يحمي الأرض من التخلخل. يحمينا من تقلبات الطقس الضارية. |
| Yıldızın yerçekimsel çekiminin gelgit gerilimleri dünyanın manyetik kutuplarının ansızın tersine dönmesine, depremleri ve tsunamileri serbest bırakıp, global bir kaosa neden olabilir. | Open Subtitles | الإجهاد المدّي من جاذبية النجم قد يولد انعكاس مفاجئ لأقطاب الأرض المغناطيسية ويسبب زلازل |
| Ancak kısa süre sonra cismin yerçekimsel serbest düşüş eğrisi çizmediğini fark ettik. | Open Subtitles | على أيّة حال، اكتشفنا قريباً أنّ الهدف، لم يكن يسير تبعاً لمنحنى جاذبيّة عشوائي |
| Sanki, felaketin yerçekimsel gücünü hissedebiliyorlardı. | Open Subtitles | وكان الأمر كما لو أنهم أحسوا مسبقاً بكارثة متعلقة بالجاذبية. |
| yerçekimsel kuyular büyük bir olay için bir araya toplanıyorlar. | Open Subtitles | إنّ آبار الجذبية تتجمع سوية إلى حدث هائل وحيد |
| yerçekimsel çekimdeki göreceli değişim ölçeğinden bahsediyorsun. | Open Subtitles | لقياس التغيّر النسبي في السحب الجاذبي |
| yerçekimsel anomalileri neredeyse 50 yıl önce tespit etmeye başladık. | Open Subtitles | بدأنا نرصد شذوذات في الجاذبيّة منذ 50 عاماً تقريباً |
| Ancak yerçekimsel dalgaların dalgalanması havadaki moleküler gibi değil de uzayın kendisinde meydana gelir onları bir ışık demetinde germek yada sıkışmak renklerin değişmesine neden olur. | Open Subtitles | أثناء تنقل الموجة مني اليك لكن موجات الجاذبية لا تخترق جزيئات الهواء بل الفضاء عينه ما يعني أنها تستطيع أن تتمدّد أو تضغط شعاعا من الضوء |
| Burada neredeyse yerçekimsel ve coğrafik bir yıkım gerçekleşiyor. | Open Subtitles | بورجز: هذا كله نتيجة اضطراب الجاذبية والطاقة الحرارية الأرضية |
| Yakınsamanın yerçekimsel etkilerinden yararlanmışlar. | Open Subtitles | جعلوا استخدام الجاذبية آثار ناجمة عن التقارب |
| yerçekimsel kuvvetler o kadar güçlü olacak ki her şey sıfır boyutunda sıkışacak ve puf diye merkez kaybolacak. | Open Subtitles | القوى الجاذبية ستكون قوية لضغط كُل شيء إلى نقظة البعد الصفري، ومركز الحفرة سوف يختفي. |
| Üstesinden gelinen tüm yığının yerçekimsel gücü ferdi atomların elektromanyetik gücü, böylece çöküş içe doğru oluyor. | Open Subtitles | أن قوى الكتلة الكاملة الجاذبية .. تتغلب على ،القوى الكهرومغناطيسية لكل ذرة .محدثةً إنهيار نحو الداخل |
| Ne zaman yerçekimsel tedirginliklerden bahsetsem güceniyor gibisin. | Open Subtitles | أشعر بامتعاضك كلما ذكرت اضطرابات الجاذبية |
| Küçük, sınırlı bir alan yaratmayı planladığını biliyorum ama gravitonlara hakim olmak, yerçekimsel alanı yönetmek için bir şekilde hataya düştün. | Open Subtitles | لكنّك عثرت على طريقة للسيطرة على الجزيئات للتلاعب بالحقل الجذبي |
| yerçekimsel alandaki değişimi denklemek için, onu donatmamız lazım. | Open Subtitles | علينا تجهيزها للتعويض عن التغيير في الحقل الجذبي |
| Jüpiter'in yerçekimsel vuruşu kayadan çekirdeği ısıtır ve yüzeydeki buzu eritir. | Open Subtitles | السحق الجذبي للمشتري يسخّن اللُبّ الصخري ويذيب الثلج بالأعلى |
| yerçekimsel bir olaydan öte gelen büyük bir fiziksel basınç uygulanırsa. | Open Subtitles | ضغط فيزيائي شديد، مسبب بحادث جاذبية كبير |
| Gezegenin yerçekimsel alanında büyük bir dalgalanma var. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}إن مجال جاذبيّة .الكوكب يتقلّب بشدّة |
| Evet, bu kesinlikle yerçekimsel bir sallanma. | Open Subtitles | أهذا تذبذب؟ أجل هذا بالتأكيد تذبذب بالجاذبية |
| Bir kez yeterli malzeme ve yeterli kütleye ulaşıldığında yerçekimsel kuvvet güçlü bir hal alır. | Open Subtitles | متى تحظى بالموادّ الكافية، والكتلة الكافية تصير القوّة الجذبية أقوى |
| yerçekimsel karmaşanın başladığı yer. | Open Subtitles | هناك حيث التلاعب الجاذبي بدأ |
| Dünya'ya ne kadar yaklaşırsanız o kadar güçlü bir yerçekimsel alan, uzaya doğru ne kadar giderseniz o kadar zayıf bir yerçekimsel alan. | Open Subtitles | فكلّما إقتربنا إلى الأرض كلّما كان حقل "الجاذبيّة" أقوى, وكلّما إبتعدنا نحو الفضاء كلّما كان حقل "الجاذبيّة" أضعف. |
| Bu düzensiz hareketler, cılız yerçekimsel çekilmelerinin Neptün'ün yörüngesiyle oynadığı daha uzak bir gezegenin varolma olasılığını ortaya attı. | Open Subtitles | هذه الحركة الغير منتظمة يُعتقد أنها بسبب وجود كواكب أُخرى أبعد "وأن شدّة جاذبيتها هى التى تلوى مدار"نبتون |